Vahdettin Atatürk’e Rüşvet Teklif Etmişti.
Asırlık Osmanlı Devleti’nde nice padişahlar gelip geçmişti; içkici, evlat katili, kardeş katili, kadın düşkünü ve kadın düşmanı…
Kuruluşundan yükselişine kadar geçen sürede nice fetihlerle 3 kıtada hüküm süren Osmanlı, duraklama gerileme derken daha önce ‘hain’ görmemiş Osmanlı hanedanının son padişahı Vahdettin ile beraber yıkılmıştı. Vahdettin haindir, hainliği öyle bir hâl almıştır ki, İstiklâl Mücadelesi’ni başlatan Mustafa Kemal’e rüşvet dahi teklif etmiştir.
Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra, İstanbul hükümetinin verdiği görevin tam tersini yapmaya başlayınca, yani Anadolu’da işgallere karşı protesto mitingleri, direniş ve direniş için örgütlenme başlatınca, İngilizler ve İstanbul hükümeti bundan rahatsız olmuştu. Samsun’a çıkışından 20 gün sonra, 8 Haziran 1919’da İstanbul’a geri çağrılmıştı. Elbet Mustafa Kemâl, geri dönmemiş, karar verdiği Milli Mücadele yolunda çalışmasını sürdürmüştü.
Hükümetin isteğiyle Mustafa Kemal İstanbul’a döndürülmeyince Padişah Vahdettin devreye girmişti:
“Hava değişimi al, Anadolu’da bir yerde otur, fakat bir işe karışma.”
(Kemal Atatürk, Nutuk 1919-1927, sf.33)
Bu ne demektir?
Türk kadınına türlü işkenceler edenlere karşı durma, Türk’ü bir karış toprakta yaşamaya mahkum etmek isteyenlere karşı durma, Efendimiz İngilizlere karşı çıkma ki saltanatım sürsün sen de Anadolu’nun bir yerinde rahatça otur, maaşını tıkır tıkır al, yeter ki uslu dur, hiçbir işe karışma..
Sonucu ne olmuştur?
Atatürk bu rüşveti kabul etmemiş, ülkesi ve ulusunun geleceği için böylesi rahat bir yaşamı reddetmiş, ‘Ya İstklâl ya ölüm’ parolasıyla tüm vasıtalarından yoksun bir milleti, zengin vasıtalarıyla her karış Türk toprağını işgal eden düşmanı, kuklaları Vahdettin’le beraber kovmuştur!