Ulusumuz İçin Gerekli Olan Müziği Atatürk Buldu
Emektar müzik adamı C. Memduh Altar anlatıyor:
Yazan: JÜLİDE GÜLİZAR
“15 yıldır emekli bir sanat yazarı olarak, düşünsel yaşamımı durdurma yolunda çaba sarfettim. Kendimi yeni tutmaya çalıştım. Asıl önemlisi, Ata’mızın 100. doğum yılında yazdıklarım ve verdiğim konferanslar oldu. Ata’mızın evrensel kişiliğinde sevginin yerini aradım. Yalnız “Nutuk” bile yetti bana, kaynak olarak. Yurt sevgisi, insan sevgisi, insanlık sevgisinin bütünleşmiş olduğunu gördüm.”
Ünlü sanat tarihçisi ve müzikolog Cevat Memduh Altar bu gününü böyle anlattı. Dün’ün de ne olduğuna gelince: İstanbul’daki Alemdar Nümune Mektebi, Nişantaşı Sultanîsi… Leipzig Landeskonservatorium, A.Ü. DTCF çeşitli görevleri, kitapları, çevirileri, uluslararası kongrelere sunduğu bildiriler, yabancı ülkelerde verdiği konferanslar, aldığı nişanlar…
– Sayın Cevat Memduh Altar, sizinle çok şey üzerinde konuşulabilir ama, diyorum ki, yalnız müzikten söz edelim. Çağdaş Türk müziğinden. Ne dersiniz? İlk olarak Atatürk ve Türk müziği desem?
– Çağdaş Türkiye’nin ne çeşit bir müziğe ihtiyacı olduğunu, eşsiz bir sanat gücüyle farkeden insandır Ata’mız. Geleneksel tek sesli müziğimizi ve halk ezgilerimizi çok severdi. Sık sık sofrasında bulunmak şerefine eriştiğim için buna tanık oldum. Ama, bu sevgisinin yanı sıra, yeni Cumhuriyet’in yeni kuşaklarının, nasıl bir müziği sevmesi gerektiği konusundaki düşünceleri, girişilen çabalara ışık tutacak nitelikteydi. Konservatuvar bu ışıkla kuruldu. Geleneksel monodik Türk müziği ve sınırsız boyutlara sahip halk ezgilerimiz, yeni müziğimize temel olacak ve öz bunlardan alınacaktı. İşte o zaman bütün dünya Türk müziğini anlayacak ve sevecekti. Ata’mız, 1934’de Meclisi açış nutkunda “Bir ulusun yeni değişikliğindeki ölçü, musikide değişikliği kavrayabilmesidir” demişti.
– Çok sesli Türk müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Halen gelişme yolunda. Burada esin kaynağımız, tarihimiz, kültürümüz, donmamış, kurallaşmamış ve daima yenilik yolunda olan ulusal geleneklerimizdir. Genç bestecilerimiz monodik-modal Türk musiki edebiyatından, zengin ve özlü halk ezgilerinden, dolaylı, doğrudan ya da tam bir özgürlük içinde esinlenmelerle, geleceğin ulusal Türk sanat müziğini yaratma çabasındalar. 1934’den bu yana yalnız çok sesli Türk müziğimizin opera bölümüne, Ata’nın da yardımıyla bestecilerimiz “Özsoy”, “Bayönder”, “Taş Bebek” gibi birer perdelik operalardan sonra, “Kerem” ,“Köroğlu”, iki “Gılgamış”, “Nasrettin Hoca”, iki “Deli Dumrul”, “Midasın Kulakları”, “Gülbahar” vb.’yı kazandırdılar. Bunlara bakınca karamsar olmak mümkün mü?
Karamsar olanlar böylesine bilimsel ve sanatsal çalışmayı anlayacak yetenekte olmayanlardır. Hiçbir gücün durduramayacağı, doğanın evrimsel çabası, mesleğinin eğitimini gereğince görmüş Türk sanatçılarına yardımını esirgemeyecektir. Çağdaş, ulusal, çok sesli Türk Sanat Müziği, uluslararası sanattaki yerini eşit hak ve düzeyde alacaktır. Avrupa’daki müzik eğitimini tamamlayıp 1927’de yurda dönen Cevat Memduh Altar, iki arkadaşıyla birlikte Atatürk tarafından kabul edilmiş. Sonraları Çankaya’daki yemeklere ve Marmara Köşkü’ndeki Sah Çayları’na katılır olmuş. O yıl Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde Nazariyat Öğretmeni olarak başlayan meslek yaşamı 40 yıl sonra Konservatuvar’da opera tarihi öğretmeni ve yönetici olarak noktalanmış. Haa, bir de TRT Genel Müdür Program Yardımcılığı var son olarak. Bu arada unutulmayacak hizmetlerinden biri de Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşundaki katkıları.
– Sayın Altar, bir zamanlar Ankara Radyosu’da İzahlı Batı Müziği Programları’nı hazırlar ve sunardınız. Yumuşacık sesiniz ve sakin anlatımınız sanırım belli bir yaştaki dinleyicilerin hâlâ kulağındadır. Sizi Batı müziği uzmanı olarak tanırlar. Peki, Türk müziği için düşünceleriniz?
– Itrî, Dede Efendi, Hafız Post gibi, eserleriyle ölmezliğe ulaşmış ustalarımız var. Bunlardan elbette yararlanacağız. Klasik Türk müziği konservatuvarı mutlaka kurulmalıdır. Monodik-modal Türk musikisi, birçok ulusa nasip olamayan zenginlikte bir müziktir. Halk ezgilerinde ise sınırsız bir güzellik var. Elbette bunları da korumak gerek.
– Bir zamanlar harika çocuklarımızın…
– Evet, onların yetişmesine, gelişmesine olanak veren bu yasanın, takdir gücünden yoksun ve aciz birtakım kimselerin baskısıyla kaldırılmış olması, bir cinayettir, Ata’ya komplodur. Tutmamıştır ve tutmayacaktır.
– Sayın Altar, teşekkür ederim