Türkiye’de Sırt Hamallığı’nın Kaldırılması İngiltere Basınında Nasıl Yorumlandı?
Sırt Hamallığı’nın Kaldırılması büyük önder Atatürk’ün gerçekleştirdiği önemli devrimlerden biridiydi ve bu çağdaş girişim dünyada büyük bir ilgi uyandırdı.
İngiltere’nin en etkin gazetesi The Times’ta Türkiye’de Sırt Hamallığı’nın Kaldırılışı hakkında haber ve yorum yayımlandı. 2 Mart 1937 tarihli The Times’ta yayımlanan haberin çevirisi Türkiye’de Tan gazetesinde şöyle haber oldu:

“Hamallık tarihe karışırken…
Times gazetesinin memleketimizde hamallığın kalkması meselesine verdiği ehemmiyetten bir iki gün evvel Londra’dan telefonla aldığımız malumat üzerine bahsetmiştik. Dün Times gazetesinin bu yazıları ihtiva eden nüshası geldi. Bu nüshada İstanbul muhabirinin uzun bir telgrafı ile gazete ağzından yazılmış bir makale vardır. Muhabir diyor ki:
İstanbul, 1 Mart – Türkiye hükumeti insan sırtında yük taşımayı men eder yolda bir kanun neşretmiştir. Kanunun hükmü bugünden başlayarak caridir. Fakat tecrübe gösteriyor ki bu kanun tatbiki çetin bir iştir.
Türkiye’de hamal denilen insan şeklinde yük hayvanı burada bir anane halini almıştır. Buna sebep, ücretin araba ve hayvan ücretinden ucuz olması değildir. Bazı sokaklar ancak insan geçecek halde olduğu ve mihanikî vasıtalar henüz iptidai bir vaziyette bulunduğu için yük taşımak için daha ameli bir çare yoktur.
Nazari olarak yeni kanun büyük takdirlere layıktır. Bir adam “Türk gibi kuvvetli” bile olsa bu mihanikî devirde 4 – 5 yüz librelik yükleri sırtında taşımamalıdır. Bu iş yalnız mukavemet meselesi değildir.
Unutulmamalı ki uzun ömür şampiyonu Zaro Ağa bir hamaldı. Fakat işin içinde modern Türkiye’nin şeref ve haysiyeti meselesi vardır. İşte asıl bundan dolayı Türkiye hükumeti hamallığı ilga eder yoldaki kanunu hazırlamıştır.
Tatbikat bakımından kanun biraz mevsimsizdir. Ancak tedrici surette tatbik edilebilecektir. Yalnız İstanbul’da 10.000 miktarını bulan hamallara mukabil daha evvel diğer nakil vasıtaları hazırlamak icap eder.
Makaleden satırlar
Times makalesinde diyor ki:
“Ağır işler yapan insanların hali bazen gözümüzden kaçar. Kocaman bir insanı bir çocuk kaldırır gibi yatağından doğrultan hasta bakıcıya, kendinden iki defa ağır yükleri kaldıran Kanada orman amelesine, okyanus vapurundan çıkan bir Amerikalı bayanın ağır sandığını sırtlayan bir İngiliz hamalına gözlerimiz alışmıştır. Türk medeniyetinin yeni prensip ve düşünceleri başka memleketlere de sirayet edince bu hallerin uygunsuzluğunu fark edecek ve men’i için elbette biz de kanun hazırlayacağız.
Ağır yük taşıya bilmekle iftihar eden Türk hamalını bu yüklerden derhal kurtarmak çok basit bir iş değildir. Muhabirimizin izah ettiği gibi, bir takım para ve tatbikat meselelerini halletmek lazım gelecektir.
İşin içinde medeni görüşle beraber işin bir de spor tarafı vardır. Kocaman piyanoları, inanılmaz yükleri sırtlayan Kürt ve Laz hamallarına Türkiye’yi ziyaret eden her ecnebi hayran hayran bakıp kalıyordu. Bu yükü taşıyan hamal da çetin iş yapan bir sporcunun gururunu duyuyordu. Şimdi medeniyet araya giriyor ve hamala diyor ki: “Sen insansın, yük hayvanı vazifesini göremezsin.”
Hani bazen ağır yükü taşıyanları yere yıkmak için bir saman çöpü kafi gelirmiş. İşte hazırlanan kanun, Türkiye hamalları için bu saman çöpü vazifesini görecektir”
Times gazetesi, bundan sonra eski tarihlerde ve efsanelerde ağır yük taşımaya dair görülen misallerden bahsediyor ve Türkiye’deki kanun, dünyanın her tarafında tatbik edilirse, İngiltere’de de mesela ağır yükler taşıyan gazete müvezzilerinin halini düşünmek icap edeceğini ileri sürüyor.
Gözlerimize her gün görünen manzaralar arasında…Hamallığın mazi olacağı günler yaklaşıyor. Bazı şehir ve kasabalar bu çirkin manzaradan, oralardaki insanların sırtları da hayvan yüklerinden kurtuldu. İstanbul Belediyesi de, hamallığı şehrin medeni bünyesinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Belki pek yakında gözlerimiz iki büklüm insanlar görmekten büsbütün kurtulacak. Fakat bugün henüz şu vaziyetler, bakışlarımızı tırmalamaya devam ediyor.”
Tan gazetesi, 6 Mart 1937, sayfa: 10