Türk Milleti O’ndan Ne İstedi De Yerine Getirmedi?
Türk Milleti ondan ne istedi de yerine getirmedi?
Hiç kırabilir miydi milletinin kalbini?
“Bitkiniz, yorgunuz, fukarayız” dediklerinde, her şehre bir başka fabrika açtı..
Toprağı sürmeyi bilmeyenin toprağında bitti, en güzel filizi açan bir çiçek gibi, öğretti çiftçiye toprağı..
“At üzerimizden 600 senenin cehaletini” dedi milleti.. Okumayı öğretti milletine.. Hem de başında nöbet tutarcasına..
“Darül kurralarda bize birkaç ayetten başkası öğretilmedi, arapça ezberledik durduk” dedi milleti..
Türkçeye çevirdi, “Okuyun” dedi kitabı.. TV’de kütüklerin ağladığını anlatan şarlatanlar hiç olmadı o varken.. Ramazanın her gecesi Türkçe okunan mevlitler oldu.. Yanılmıyordu milli mücadeleye varını yoğunu katan kıymetli din adamı Abdurrahman Kamil Efendi, ona “Cennetin anahtarı sendedir, bize okumayı sen öğrettin” derken..
Ne istedi Türk Milleti ondan ki çabalamamış olsun?
“Türkün tarihi padişahlardan mı ibaret?” diye sorduklarında, tarih kurumunu açmıştı.. Bize Göktürkü, Hun’u, Uygur’u, Tuzki’yi, Viluşa’yı, Sümer’i, Hitit’i öğretti tarihin taşlaşmış kalbinden söküp söküp.. Türk olmaktan mutlu olunmasının sebeplerini anlattı.. Türk, Osmanlı diye çağrılırken, neredeyse Yunan’ın anayasasına tabi olacakken, en acı kasırgalar gibi Asya’da esip Avrupa’yı sallayan Türklüğün unutulmuş ruhunu hatırlattı ve aşıladı milletine.. Din düşmanıydı diyorlar şimdi onun cephedeki düşmanlarının torunları..
Peki O, milli mücadeleyi hiç başlatmasaydı, Anadolu Türkün elinden alınırken, “Devletlüm, haşmetlü padişahum bilir” deseydi, Anadolu’yu işgal edenlerin, Arabistan’a varıp fiilen işgal etmesi ne kadar sürerdi?
Yüzyıllarca Türklerin koruması altında yaşamış arabı, kim savunurdu?
Irak, Kudüs, Cezayir ve Afrikada olup bitenler bize gösterir ki, Atatürk sadece Anadolunun kaderini değil, tüm ortadoğunun, arabistanın ve dünya tarihinin de gidişatını değiştirmiştir..
E. Özel