Sırtladığı büyük boy fıçı yüküyle Galata Köprüsü'nde yürüyen bir Sırt Hamalı - 1920'li yıllar.

Taşıdığı Ağır Yükle Düşüp Ölen Hamallar!

Dahiliye Vekaleti’nin 4 Nisan 1936 tarih ve 117/50 numaralı tamimiyle başta Ankara olmak üzere, diğer bütün Anadolu vilayetlerinde birkaç ay içinde Sırt Hamallığı kaldırıldı. Ancak İstanbul vilayeti Dahiliye Vekaleti’nin Sırt Hamallığı’nın Kaldırılması konusundaki tamimini uygulamakta yaklaşık bir buçuk yıl gecikti. İstanbul vilayetinde Sırt ve Sırık Hamallığının tamamen kaldırılması Eylül 1937’ye kadar sürdü.

Taşıdığı ağır yükle düşüp, ezilerek ölen hamalların acıklı durumu, Sırt Hamallığı’nın Kaldırılması’nda önemli bir etkendi. Dahiliye Vekaleti’nin 4 Nisan 1936 tarihli tamiminin öncesinde olduğu gibi, sonrasında çok sayıda hamal yaralanmaları ve feci ölümler meydana geldi. Sırt hamalı ölümleriyle ilgili Cumhuriyet ve Akşam gazetesinde yer alan çok sayıda haberden birkaçı aşağıdadır:

“200 KİLO YÜKLE GİDEN BİR HAMALA OTOMOBİL ÇARPTI VE ZAVALLI YERE YIKILARAK ÖLDÜ.

Dün Bahçekapı’da bir kaza olmuş ve bir hamal ölmüştür.

“Çiçekpazarı hamallarından Pütürgeli Mehmet oğlu Hasan 200 kilo ağırlığında bir yük alarak Bahçekapı’ya doğru yürümeye başlamıştır. Fakat Hasan Ecza Deposu’nun biraz ilerisinde şoför Niyazi’nin 1821 sayılı otomobili kendisine çarpmış ve hamal beyin üstü, yükü ile beraber düşmüş ve hemen ölmüştür.

Şöför Niyazi üstüne yüklenen suçu kabul etmemektedir. Vaka’a yerinde kendisiyle görüşen bir yazıcımıza:

“Ben yoluma gidiyordum. Baktım hamal düştü ve arkasındaki ağır yük kafasına gelerek yüz üstü kapandı ve kan gelmeye başladı. Otomobilimi hemen durdurdum, hamalın imdadına koştum. Üstünden 200 kiloluk yükü eskiden pehlivanlıktan kalma kuvvetimle kaldırdım. Fakat baktım ki adam ölmüş. Ben kat’iyyen bu hamala çarpmadım. Şimdiye kadar hiçbir kaza yapmadım” demiştir.

Sırtladığı kağıt neşriyat yüküyle Cağaloğlu’nda yürüyen bir Sırt Hamalı – 1950’li yıllar.

Hamal Hasan’ın cesedi seyrüsefere mani olduğundan Hasan Ecza Deposu’nun önüne kaldırıma kaldırılmış, bir müddet sonra Müddeiumumi muavinlerinden Feridun vak’a yerine gelmiş, cesedi civardaki caminin avlusuna kaldırtarak tahkikata başlamıştır. Bu sırada 6. şube mühendislerinden Fethi de gelmiş, nezaret altına alınan otomobile binmiş ve kazanın olduğu yerde keşif yapmıştır. Keşif sonunda arabanın frenlerinin gayet sağlam olduğu anlaşılmış, otomobilin üstünde hiçbir iz bulunamamıştır.

Hükümet doktoru hamalı muayene etmiş ve beyin üstü düşerek kafatasının sol tarafından bir parçanın kırıldığını ve nezfi dimağiden öldüğü tespit edilmiştir.”

Cumhuriyet gazetesi, 12 Haziran 1935, sayfa: 6

ZAVALLI HAMAL FÜCCETEN (ANSIZIN) ÖLDÜ.

“Hurşid isminde bir hamal, dün Gedikpaşa’dan Aksaray’a sırtında yük götürmekte iken birdenbire fenalaşmış ve yere düşerek ölmüştür.”

Akşam gazetesi, 16 Haziran 1936, sayfa: 5.

“Geçen gün, Karaköy’de, bir hamalın arkasındaki ağır yükle düşüp beyni patlıyarak ölmesi üzerine Dahiliye Vekâleti, yeni bir tamimle sırt hamallığının men’ini istedi. Vekâletin isteği pek musibdir. Bu şekil yük taşıma, hem halk, hem de bizzat hamallar için tehlikelidir.”

Cumhuriyet gazetesi, 19 Şubat 1937, sayfa: 3

ZAVALLI HAMAL

“Mustafa adında bir hamal sırtında 200 kilo ağırlığında kereste olduğu halde dün Laleli’den geçerken yükün ağırlığına dayanamayarak yere düşmüştür. Zavallı hamal kerestelerin altında kalmış ve birçok yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. Derhal cankurtaran otomobili çağırılmış, fakat yaralı otomobile alınırken ölmüştür.”

Cumhuriyet gazetesi, 16 Haziran 1937, sayfa: 2.