Sonradan Hasancan Soyadını Alan Kızılaycı Hamit Bey.

Milli Mücadele Dönemi’nin en kıymetli isimlerinden. Neden yeterli kıymeti ve karşılığı göremedi bilmiyorum. Muhtemelen Hasancan soyadını, atası Hasan Can Çelebi’den aldı. Bir insanın yedi ceddi bilge olur mu, olmuş işte.

Yavuz Sultan Selim, onun babasını Çaldıran Savaşı sonrası bilge ve alimliğinden dolayı İstanbul’a getirmiş; oğlu da Yavuz Selim’in daimi sırdaşı olmuş. Ünlü nedim, tarihçi, bestekar… Bunları kimden öğrendi bilinmiyor.

Kanuni Sultan Süleyman da ona çok yakın ilgi göstermiş hatta maaş bağlamış. Bursa’da bugün Yeşil Türbe’nin yanında isimsiz ve bakımsız kalmış mezar ona ait. (Hala bakımsız mı bilmiyorum)

İşte o alimin torunu, bu fotoğraftaki kişi. Ben bu ismi yabancı basında tanıdım. Açıkçası bilmiyordum kim olduğunu. Kurduğu her bir cümlenin hiçbir kelimesi lüzumsuz değil. Ankara Hükûmetinin İstanbul temsilcisi. Lozan Anlaşması sürecinde de görev yaptı. Dünya basınıyla ve özellikle İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği ile olan ilişkilerde çok büyük bir pay sahibi. ”(..) İngiltere, Türkiye’nin koloni olmadığını artık anlamalı. Onların otoritelerine izin veremeyiz çünkü bizler köle değiliz. Barış yapabilmemiz için öncelikle Anadolu ve Trakya’nın tahliyesi şart. (…)” yönünde önemli basın açıklamaları neticesinde Türk tarafının savaşın değil barışın peşinde olduğunu ve bu konuda Mustafa Kemal Paşa’nın fikirlerini ve ideallerini dünyaya duyurmuştur.

Böyle bir isim, bir devlet adamı, alimler torunu ilgisiz kalmamalıydı. Mezarının nerede olduğunu bile öğrenemedim. Nur içinde yatsın.