Sabiha Gökçen’in Hatıralarında Atatürk’ün ‘Ülkü’sü – 1
Yazan: Özel İNANLI, 19 Ekim 1949, Zafer Gazetesi
Yakında evlenecek olan küçük Ülkü’nün çocukluğuna ait hâtıralar, Atatürk’ün bilinmiyen hususi hayatına dair en güzel tarih parçalarıdır
Bugünlerde hepimizi az çok ilgilendiren mesut bir hadise var, Atatürk’ün Ülkü’sü evleniyor!
Bir an düşünecek olursak Ülkü, Atatürk’ün hiç kimseye vermedigi bir sevgiyi üzerinde topladığı için en bahtiyar fakat pek küçük yaşında o eşsiz şefkat hazinesini kaybettiği için en talihsiz insandır.
Fakat Ülkü bize bir hatıradır, ama bu hatıra Atatürk’ün bize bırakmış olduğu herşey gibi ihmal edilmiş ve bu ihmal Ülkü’yü zamansız ergeç ulaşacağı bir hayata sokmaya bir nevi icbar etmiştir.
Gönül isterdi ki, Atatürk’ün zekasına hayran olduğu bu küçük, iyi eller tarafından işlensin ve Atatürk’ün dilediği gibi yetiştirilmiş olsun.
Ülkü’ye karşı Atatürk’ün beslemiş olduğu sevgi ve alâkayı yakından görmüşümdür. Fakat onlara ait hatıraları bizlere Atatürk’ün en yakınları şüphesiz ki çok daha iyi nakledeceklerdir. Bu vesile ile Ülkü’yle de yakın ilgisi olan Sabiha Gökçen’i ziyaret ettim.
Her zaman olduğu gibi beni büyük bir nezaketle ve yakınlıkla karşıladı. Rahatsız olmasına rağmen her istediğimi anlatmaya hazır olduğunu söyledi.
Bakın Sabiha Gökçen Atatürk’le Ülkü’nün tanışmalarını nasıl anlatıyor:
Ülkü’nün annesi Balkan Harbi’nde ailesini kaybettikten sonra, üç dört yaşlarında Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’a amcası tarafından yetiştirilmesi için verilmiş.
Zübeyde Hanım tarafından evlât edilen Vasfiye tamamen bu büyük Hanım’ın terbiyesiyle yetişmiş bir aile kızıdır.
Zamanı gelince eski usule göre evlendirilen Vasfiye bir müddet sonra kocasından ayrılıp Atatürk’ün yanına dönmüştü. Atatürk annesinin çok sevdiği bu genç kadını bir hatıra olarak himayesi altına almakta tereddüt etmedi.
Hatta bazı zamanlar Atatürk Vasfiye’yi sofraya çağırır arkadaşlarına annesine ait hatıraları anlatır ve böylece ona olan sevgisini ispat ederdi.
Nihayet Vasfiye Orman Çiftliği istasyon hareket memuru Tahsin ile evlendi ve Çiftlikteki istasyon evlerinden birine yerleştiler.
Bu izdivacın senesine Ülkü dünyaya geldi.
Ülkü’ye İsim Veriliyor
Vasfiye doğurunca rahmetli Nebile, Zehra ve ben ziyarete gittik. Bize Vasfiye çocuğu için Atatürk’ten bir isim istediğini rica etti ve bizde bu isteğini Atatürk’e bildirdik.
Ülkü’nün ismi çok mânalıdır, çünkü o zamanlar Atatürk Türkçe kelimeler üzerinde çalışıyor ve esaslı hareketlere hazırlanıyordu.
Ona bu ismi verirken alelade bir isim koyma olmamıştır.
Ülkü Atatürk’le Karşılaşıyor
Ülkü kırk gün oluncaya kadar eski adetlerimize göre evinden dışarı çıkarılmadı. Kırkıncı gün Atatürk’e getirildi ve Atatürk Ülkü’ye alaka gösterdi.
Atatürk her nedense küçük çocuk hiç sevmezdi, fakat Ülkü’yle bu hisleri tamamen değişti. Günler ilerledikçe Atatürk Ülkü’yle ilgilenmeye başladı ve sırf Ülkü’nün gıdası için Vasfiye’ye ayrıca bir tahssiat verdirdi.
Ülkü Atatürk’ü Kendine Bağlıyor
Ülkü sempatikti, üç dört aylık olunca, Atatürk’e saatlerce hayran hayran bakmaya başladığına şahidiz. Atatürk’ün saatiyle oynar ve hiç sesini çıkarmadan ve sıkılmadan kucağında otururdu.
Ülkü’nün bu normalden üstün hali Atatürk’ün nazarından kaçmadı.
Ülkü Köşk’e Yerleşiyor
Bir gün Atatürk Ülkü’nün köşke yerleşmesini emretti ve artık O’nu tamamen himayesi altına aldı. Ülkü ölünceye kadar Atatürk’ün yanında O’nun en çok sevdiği ve kıymet verdiği insan olarak kaldı.
Yıllar geçtikçe Ülkü büyümeye ve çok yaramaz olmaya başaldı. Fakat Ülkü’nün bütün yaramazlıkları Atatürk’ten ayrı olduğu zamanlarda idi ve Atatürk Ülkü’nün yaramaz olduğuna inanmış bir insan değildi, çünkü o minicik yaşına rağmen Atatürk’ü görünce tamamen bambaşka bir insan olurdu.
Ülkü’yü Atatürk’le beraber görenler O’na çocuk diyemezlerdi, zira O Atatürk’le tıpkı bir büyük insan gibi konuşurdu.
Harika denecek bir zekâsı vardı ve Atatürk bu zekanın bir nevi hayranı idi.
Atatürk Ülkü’den şikayet edilmesini katiyen istemezdi. Ben onun en ufak bir yaramazlığından bahsetsem Atatürk yan yan bakar bu çocuk nasıl yaramaz olur, derdi. Diyebilirim ki Atatürk evlat sevgisini Ülkü’de buldu.
Ülkü Atatürk’ü oyalamış ve dinlendirmiş bir insandır. En ciddi çalışmaları esnasında Ülkü yanına gidince işini bırakır O’nunla konuşmaya başlar, böylece biraz olsun dinlenmiş olurdu. Tabii bu da Atatürk için bir kazançtı.
Ülkü’nün Giyimi Ve Oyuncakları
Atatürk çarşıya çıkıpta kendine bir tek eşya almış değildir. Fakat Ülkü’ye ait giyimle bizzat alakadar olur ve hatta onunla beraber öteberi almak için çarşıya çıkarlardı.
Her bayram ve balo için Ülkü’ye elbiseler ve tuvaletler yapılır ve bunlarla bizzat Atatürk alakadar olur, çünkü Atatürk resmi geçit ve balolara Ülkü’yü daima yanında götürürdü.
Ülkü Atatürk tarafından alınmış çeşitli oyuncaklara sahipti. Bir gün yine Atatürk Ülkü’yü oyuncakçı mağazasına götürmüş ve ona istediklerini almıştır.
Bunları Atatürk’e yaptıran tek bir sebep vardı o da Ülkü’ye olan sevgisi.
Ülkü’nün Sevdiği Şahsiyetler
Çok zaman gece sofrası için Atatürk Ülkü’ye kimleri çağıralım diye sorar o da hem kendi ve hem de Atatürk’ün çok sevdiği şahısların isimlerini birer birer sayar o suretle liste yapılırdı.
Müthiş kurnaz bir çocuktu ve Atatürk’ün bir çok zevklerine hemen hemen vakıftı.
Ülkü’nün Atatürk’le Konuşmaları
Ülkü gördüğü herşeyi büyük bir adam gibi Atatürk’e anlatır ve bir çok sualler sorardı. Atatürk bu suallere yorulmadan daha doğrusu bıkmadan cevap verirdi. Atatürk Ülkü ne sorarsa sorsun kısa da olsa O’na muhakkak cevap vermemizi ister ve bu mesele üzerinde ısrar ederdi. Bu suallere verilen cevaplar şüphesiz ki Ülkü’nün yetişmesi üzerinde tesir ediyor ve her yaş ona bir işlek zeka ilave ediyordu.
(Devamı yakında)