Remzi Kitabevi Sahibi Remzi Bengi Konuşuyor
Remzi Kitabevi sahibi Remzi Bengi ile 2 Mart 1972’de yapılan röportajdan:
«Atatürk bana yazdığı bir mektupta, gönderdiğim kitaplara teşekkür ediyor, bir kültür hizmeti olan bu yolda devam etmemi istiyordu.»
Yavınevinizin tarihini kısaca anlatır mısınız?
— Yayınevimiz 1929’da kuruldu. İlk kitabımız Ömer Seyfettin’in «Yüksek ökçeler»idir. 1931’de, İstanbul, Ankara Caddesi’ndeki bugünkü yerimize taşındık. Burada da ilk kitabımız Hasan Âli Yücel’in «Goethe – Bir Dehanın Romanı» oldu. O günler harf devriminin ilk günleriydi. Kitap satışları çok düşüktü. Türk okurunu dünyanın ünlü eserlerine kavuşturmak için 1937’de Mustafa Nihat Özön’ün yönetiminde «Dünya Muharrirlerinden Tercümeler» dizisine başladık. Bu gün bu seri özellikle Mustafa Nihat Özön ve Hasan Âli Ediz’in sürekli yardımlarıyla 124 kitaplık bir başarıya ulaşmıştır. Daha sonra Türk edebiyatı için «Edebiyat Kütüphanesi» ve «Yeni Türk Yazar ları» dizilerimizi hazırladık. Sabri Esat Siyavuşgil ve Suut Kemal Yetkin’in destekleriyle «Kültür Serisi» adlı bir dizimiz bunları izledi. Üç yıl önce başladığımız «Büyük Fikir Kitapları» dizimiz de bu gün 15 kitaba ulaşmıştır. Yayınevimiz pek çok ünlü dünya yazarı ile değerli yerli yazarların eserlerini basmıştır. Bizden ilk aklıma gelenleri sıralamak isterim: Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay, Halide Edip Adıvar, A. Adnan Adıvar, İsmail Habib Sevük, Sabahattin Âli, Şevket Süreyya Aydemir, Orhan Hançerlioğlu, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt.., Bugünkü duruma ulaşmamızda Hüseyin Cahit Yalçın ve Hasan Âli Yücel’den gördüğümüz büyük ilgiyi hiçbir zaman unutamam. Başka bir çalışma alanımız okul kitabı yayınlamaktır. 1950’de ilk okul kitabımızı yayınladık. O günden bugüne her sınıfın öğrencisine hitap eden kitaplarımızla küçük Türk okuyucusunun da hizmetine girmiş olduk.
Düşünce kitapları
Yayınladığınız eserlerin sayısı ve konuları?
— Bugüne kadar okul kitabı dışında yayınladığımız eser sayısı sanırım 1.000’i geçmiştir. Bunu hemen kesin söylemek güç. Zira kitaplara her zaman sıra numarası koymadık. Konular yukarıda da söylediğim gibi genellikle Türk ve Batı edebiyatı ve düşünce kitapları olarak seçilmektedir. Amacımız kaliteli ve yararlı kitapları çoğaltmaktır.
Dağıtım konusundaki düşünceleriniz?
— Bizde kitap dağıtımının geliştirilmesi gerekir. Bu konuda eski ve yeni yayınevleri iyi çabalar gösteriyorlar. Ama asıl önemli olan kitabın alıcısının bulunmasıdır. Alıcı kitabı aradıkça dağıtım gelişecektir. Alıcı, daha doğru bir deyimle okuyucu sayısı ülkemizde çok yavaş artmaktadır.
Okul kitabı dışında en çok tirajınız nedir?
— Bazı romanların ve kültür eserlerinin 10 – 15.000’e kadar çıktığı oluyor. Yalnız Fakir Baykurt’un Tırpan’ının yılda üç baskısının tirajı 30.000 oldu. Şimdiye kadar Şevket Süreyya’nın «Enver Paşa» gibi eserleri dışında 20.000’i aşmadık.
Kitaplar nasıl ucuzlayabilir? Kâğıt fiyatları ve posta ücretleri için ne düşünüyorsunuz?
— Kitap yapımında en büyük maliyet unsuru kâğıttır. Hele yazar ve işçilik haklarını, enerji v.b. malzeme masraflarını azaltamayacağımıza göre, kâğıdın fiyatını sabit tutmak, hiç olmazsa artımların çok az olmasını sağlamak gerekir. Oysa daha bu yıl içinde Türkiye’de hemen bütün kitapların basıldığı dünyanın en düşük kaliteli kâğıdının ton fiyatı 3.000 liradan 4.500 liraya çıkmıştır. Posta ücretlerine de inanılmaz ölçüde zam gelmiştir. Yayıncı, hem artan kâğıt maliyetiyle hem de artan işçilik ve öteki masraflar ile karşı karşıya iken ve devletten hiç bir destek göremezken tabiidir ki kitap fiyatları düşemez. Biz yayıncıların da yapacağımız şeyler var: Özellikle yeni yayıncılar zaten mevcut olan fiyat artışını körüklemektedir. Batı’da, ora toplumuna göre yazılmış, uzun süre «best seller» olan ama Türk toplumuna ne kazandıracağı belirsiz olan kitaplar, çok acele Türkçeye çevrilmektedir, ilk dağıtımlarıyla masrafını kurtarabilmek için, 15-20 liraya çıkabilecek bir kitaba, 25-30 lira fiyat konulup piyasaya sürülmektedir. Yeni yayıncılar bu konuda titiz davranmalı, yayıncılığın ve kitapçılığın bir sabır işi olduğunu, kitap basarak veya satarak zengin olmanın uzun yılların ve büyük çabaların sonucu olabileceğini akıllarından çıkarmamalıdırlar.
Kitaplar daha iyi ve daha çok nasıl tanıtılabilir?
— Okura kitapların duyurulması çeşitli yollarla olur. Gazete, radyo ve televizyon, yayıncının çıkardığı broşür ve kataloglardan çok daha etkilidir. Gazete ilân fiyatları yüksektir. Ama hiç olmazsa kitaplara ayrılmış özel ilân sayfaları ucuz ve yararlıdır. Bu arada gazetenizin «Günün Kitapları» adlı ilân sütunlarını beğeniyor ve yararlanıyoruz, öteki gazetelerin de öncüsü olduğunuz bu tip hizmeti sizdeki gibi uygun bir tarife ile benimsemelerini dileriz. Gazeteler kitap eleştirilerine daha çok yer vermeli ve edebiyat sayfaları yapmalıdır. Radyo, kitap ilânlarına indirim yapmıyor. Çok yararlı olan «Kitap Saati»ni de kaldırdı Önümüzdeki günlerde başlayacak televizyon ilânlarında kitap için özel bir indirim haberi ortalarda yok. Gazetelerin, radyo ve televizyonun kitaba karşı bu durumu devam ettikçe kitaplar nasıl daha çok tanıtılabilir, bilemiyoruz.
Daha iyi, daha ucuz
Ödüller ve armağanlar için ne diyorsunuz?
— Ödüller gerekli ciddiyette ve sayıca da çok olmadığı halde yazanlara gayret okuyanlara güven verebilmiştir. Bir yıl içinde, roman – hikâye, fikir – araştırma – sanat olarak iki belki de üç alanda ödül verilmelidir. Şimdilik bu işi devletin ya da devlete bağlı kuruluşların ele alması işe daha ciddilik verir. Bu ödüller örneğin TRT ve Türk Dil Kurumu ödülleri olabilir. 1970 TRT ödülü çok geniş tutulmuş ve arkası da getirilememiştir, işi geniş tutmaktan çok devam ettirebilmek önemlidir. Dil Kurumu ödülü verilirken vazgeçildi. Gelişmiş, adı yerleşmemiş, adı güven vermeyen yayıncılar ödül işine girer, basmayı plânladıkları kitaplara ödül verirlerse hem yazarlar kırılır hem de okurlar ciddiye alınmamış olur. Cumhuriyet gazetesi köklü ve güvenilir bir kuruluştur. Yunus Nadi Armağanı’nı her yıl birkaç dalda sürekli olarak vermeyi siz de düşünmez misiniz? Devlet ya da başka bir kurum iyi basılmış, kaliteli, güzel kitaba ödül veremez mi?
Bu yıl, Dünya Kitap Yılı. Bu yılda devletten, meslektaşlarınızdan ve Türk okuyucusundan neler bekliyorsunuz?
— Evet bu yıl Dünya Kitap Yılı. Biz de bu yıla kâğıdı pahalılaştırarak girdik. Bu durumda «daha iyi, daha ucuz, daha çok kitap yapacağız ve daha çok yurttaşlarımızın kitap okumasını sağlayacağız» sloganları herhalde iyimser bir dilekten ileri gitmez. Devletten beklediklerimizi sıralayalım: Değişik boylarda kaliteli kâğıt yapılsın ve bu kâğıtları aradığımız zaman bulalım. Kâğıt fiyatları gecikmeden indirilsin. Posta ücretlerinde kitaba daha düşük tarife uygulansın. Radyo ve televizyonda kitap saatleri yapılsın. Radyo ve televizyon kitap ilânlarında indirimli tarife uygulansın. Kitap basan basımevlerinin yeni makine isteklerine kotalarda öncelik verilsin. Yayıncılar tüccar değil, eğitimle ilgili kurumlar gibi muamele görsün. Basma gösterilen kolaylıklar yayıncılara da gösterilsin. Meslektaşlarımızdan şunları bekliyoruz: Yayınlayacakları kitapları daha dikkatle seçsinler. Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırma çabasında yararlı olmaya çalışalım. Kitap yapımında daha hassas ve titiz olalım. Bu İşin yalnız ticaret değil, aynı zamanda eğitim ve sanatla ilgili bir iş olduğunu unutmayalım. Çocuklarımıza ve gençlerimize okuma ve öğrenme zevki verecek kitaplara önem verelim. Okurdan beklediğimiz de kısaca şu: Yararlı ve iyi basılmış kitapları seçsinler. Böylece yayıncıları etkilemiş olurlar.
Anadolu kitapçısının ilgisinden memnun musunuz?
— Genel olarak evet. Ancak Anadolu’da kitapçılık yeni teşekkül etmektedir. Ona güçlük değil kolaylık gösterilmelidir. Anadolu kitapçısının çabasına saygı duymamız gerekiyor.
Bir hatıra
Bu yıl kaç eser yayınlamayı düşünüyorsunuz? Birkaçının adını verebilir misiniz?
— Bu yıl 100 kadar okul kitabımızın dışında 35-40 kadar kitap basmayı plânladık, ilk defa basacağımız kitaplardan bazıları şunlar: Anthony Smith’in «İnsan, Yapısı ve Yaşamı», Orhan Hançerlioğlu’nun «Ekonomi Sözlüğü», Osman Pazarlı’nın «İslâmda Ahlâk», Hayrullah Örs’ün «Osmanlılarda Fetvalar» adlı eserleri, Şevket Süreyya Aydemir’in «Enver Paşa» adlı eserinin 3. cildi hazırlanıyor. «Türk Yazarları» serimizde Talip Apaydın’ın «Define» si, Ümit İlhan Kaftancıoğlu’nun TRT ödülünü kazanan «Dönemeç»i var. «Kültür Serisi»nde Calwin Wells’in «İnsan Dünyası» ile J.E Müller’in «Modern Sanat»ını hazırlıyoruz.
Yayıncılık hayatımızda sizi en çok sevindiren olay?
— «Dünya Muharrirlerinden Tercümeler Serisi»nin ilk kitaplarının çıkardıktan sonra bunlardan birer takımı, Hasan Âli Yücel aracılığı ile Atatürk’e, Başbakan İnönü’ye, içişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya armağan ettik. Az sonra Atatürk’den bir teşekkür ve tebrik mektubu geldi. Çok memnun olduğunu bir kültür hizmeti olan bu yolda devam etmemizi istediğini söylüyordu. Mektubu Dolmabahçe’de hasta yatağında yazmıştı. Bu benim için çok sevindirici, unutamayacağım bir olaydır. Bir yayıncı için de şeref konusudur. Şükrü Kaya ile dostluğumuz da bu nedenle başladı. Nitekim, az sonra onun «Şişko» adlı çevirisini yayınladık.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi, 2 Mart 1972