Özel 51 Fotoğrafla Atatürk’ün Trabzon Ziyareti ve Yok Edilen Bir Tarihimiz
Günümüzde Trabzon Filarmoni Orkestrası
Atatürk’ün Trabzon seyahati konusu münasebetiyle Trabzon şehrinin eski ve yeni hallerini biraz inceleme fırsatı buldum.
Eski fotoğraflar incelendiğinde; Trabzon şehrinde çok sayıda değerli kültür ve tarih mirası olduğu görülüyor. Ancak ne yazık ki bunların büyük bir bölümü günümüzde mevcut değil. Oysa orijinal haliyle gelecek kuşaklara aktarılması ve sahip çıkılması gerekirdi.
Trabzon’da İskenderpaşa mahallesinde, eski Trabzon Belediye binasının hemen yanında olan ve eski fotoğraflarda görülen görkemli bir tiyatro ve sinema binası var ki günümüzde ne yazık ki mevcut değil. Oysa bu yapı Trabzon şehrinin simgelerinden biri haline gelmiş, şehir tarihi belleğinde tam 46 yıl iz bırakmış tarihi bir eser, çok değerli bir tarih ve kültür mirasıydı.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e orijinal haliyle ulaşan Trabzon tiyatro ve sinema binası, 46 yıl varlığını koruyabilmiş ve nihayet Trabzon belediyesi karar ve emriyle yıktırılmış.
Yok edilen Trabzon tiyatro ve sinema binasının, ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği, hangi mimarın eseri olduğu, nasıl bir akla ve mantığa, hangi gerekçeye dayanarak yıktırıldığına dair belgelere dayalı somut bir tarihçe mevcut değil. 1912’de inşa edildiği ve 1958’de yıktırıldığı, I. Dünya Savaşı sırasında Rus askerlerin bina önünde fotoğraf çektirdikleri biliniyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 27 Kasım 1930 Trabzon seyahati sırasında Muhlis Sebahaddin Bey’in “Mon Bey” adlı tiyatro oyununu bu binada izlemişti. (o tarihte Yıldız Sineması) Tarihi yapı zaman içinde Turan, Sümer ve Yıldız Sineması adlarıyla anılmıştır.
Fotoğraflarda görüldüğü gibi belli bir mimari üslubu olan, ileri batı medeniyetinin yaşandığı ülkelerdeki yapılara benzeyen, görkemli bir tiyatro ve sinema binası. Sadece tiyatro ve sinema konusunda değil, Trabzon şehrindeki sosyal, kültürel, siyasal toplantılar vb. gibi etkinliklere de uzun yıllar ev sahipliği yapmış, kent tarihine güzel ve renkli hatıralarla iz bırakmış bir yapı.
Trabzon halkı değerli kültür miraslarına sahip çıkmakla, sadece yaşadığı şehrin kaybolan belleğini kazanmakla kalmayıp kültür ve sanat tarihimize de hizmet etmiş olacaktır.
Konuyla ilgili, bilgili ve yetkili kişilerin dikkatine…
Dr. Enver Uzun tarafından hazırlanan “Trabzon’da Sinema Kültürü” adlı eserde Trabzon’daki sinemacılık faaliyetleri hakkında önemli bilgiler var. 1909 yılında Pilosyan adlı bir gayrimüslim vatandaşın “Sinematoğraf” adlı bir şirket kurduğu, Trabzon’da eğitici, ahlâki ve tarihi filmler oynattığı, Osmanlı sarayında ilk kez sinema gösteriminden, 13 yıl sonra Trabzon’da sinemanın hayata geçirildiği adı geçen kitapta belirtiliyor. (Bkz: Dr. Enver Uzun, Trabzon’da Sinema Kültürü, Eser Ofset Matbaacılık, Trabzon, 2006, sayfa: 13)
Trabzon’da inşa edilen sinema ve tiyatro binası hakkında çeşitli gazete ve internet sayfalarında, bu binanın “opera binası” olduğuna dair bilgiler verildiğini gördüm. Ancak verilen bu bilgiler yanlıştır. Binanın inşa edilme amacı Trabzon’daki sinema ve tiyatro etkinlikleri konusunda var olan ihtiyacını karşılamaktı. 46 yıl boyunca söz konusu binada birkaç kez operet veya opera sahneye koyulmuş olabilir, yerli veya yabancı gezici bir turne vb Trabzon’a gelmiş olması mümkün. Ancak yapının kuruluş amacının Trabzon’da sinema ve tiyatro ihtiyacını karşılamak..
Dr. Enver Uzun’un eserinde mevcut olmayan bir gazete haberi ektedir. Şehbâl mecmuasının 1 Şubat 1913 tarihli sayısındaki fotoğraflı haberde; “Trabzon’da yeni yapılan sinematograf binası” ve “Sinematograf için Trabzon’da inşa edilen bina ne kadar zarif” cümleleriyle Trabzon’daki bu yapının sinema binası olarak kurulduğu çok açık bir biçimde belirtiliyor.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 27 Kasım 1930 Trabzon seyahati sırasında Muhlis Sebahaddin Bey’in “Mon Bey” adlı tiyatro oyununu bu binada izlemişti. (o tarihte Yıldız Sineması) Tarihi yapı zaman içinde Turan, Sümer ve Yıldız Sineması adlarıyla anılmıştır.
Fotoğraflarda görüldüğü gibi belli bir mimari üslubu olan, ileri batı medeniyetinin yaşandığı ülkelerdeki yapılara benzeyen, görkemli bir tiyatro ve sinema binası. Sadece tiyatro ve sinema konusunda değil, Trabzon şehrindeki sosyal, kültürel, siyasal toplantılar vb. gibi etkinliklere de uzun yıllar ev sahipliği yapmış, kent tarihine güzel ve renkli hatıralarla iz bırakmış bir yapı.
Trabzon halkı değerli kültür miraslarına sahip çıkmakla, sadece yaşadığı şehrin kaybolan belleğini kazanmakla kalmayıp kültür ve sanat tarihimize de hizmet etmiş olacaktır.
Konuyla ilgili, bilgili ve yetkili kişilerin dikkatine…
Şehir merkezi ve meydanlar o şehrin bir simgesi olarak belleklerde yer alır. Tıpkı Trabzon şehrinin merkezindeki geniş alan gibi. Trabzon’da Belediye Meydanı adı verilen tarihi alan geçmişten günümüze ulaşmış ulaşmasına. Ancak eski fotoğraflarda gördüğümüz birçok tarihi yapı zaman içinde yıktırılmış veya restorasyonla tahrip edilmiş.
II. Meşrutiyet devrinde Trabzon’da Belediye Meydanı’nda inşa edilen Cihan Oteli ağır tahribata uğrayan yapılardan biri. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ulaşmış 1930’lu yılların sonuna kadar, fiziki bir değişim olmaksızın varlığını sürdürmüş.
Tarihi Cihan Oteli’nin Osmanlı döneminde O. Nuri tarafından yayımlanmış bir kartpostalı var. Kartpostaldaki fotoğraf Cihan Oteli’nin karşısında bulunan eski Selamet Oteli balkonundan çekildiği, fotoğrafın perspektif açısına bakıldığında anlaşılıyor.
Sonraki yıllarda tarihi yapının üzerine iki kat inşaat yapılmış. Ekteki Google Maps fotoğrafında 2010’lu yıllarda tarihi binanın dış cephesinin keşmekeş ve perişan hali görülüyor.
Cihan Oteli binası Trabzon’un bir kenar mahallesinde değil. Şehrin tam göbeğinde. Üstelik Trabzon Belediyesi İmar Müdürlüğü’nün tam karşısında bulunuyor. Yüz yıl önceki fotoğrafın çekildiği balkona çıkıp aynı açıdan bir fotoğraf çekilse, eski fotoğrafla günümüzde çekilen yeni fotoğraf karşılaştırılsa acıklı görüntü çok daha net olarak meydana çıkacaktır.
Cihan Oteli binası Trabzon yerel tarihinde iz bırakmış değerli bir yapı. Şu an içler acısı halde duruyor. Çok yazık!.. Nasıl olup ta bunca yıldır, tam karşısındaki belediye imar müdürlüğü memurları dahil, Trabzon yerel tarihçileri, tarih dergileri, yerel ve genel basın vb. hiç kimsenin umurunda olmuyor!
“Ha öyle olmuş, ha böyle…”
Eski bir arkadaş mustafakemalim.com’da paylaştığım sayfaları görmüş, geçenlerde karşılaştığımızda sözü bu konuya getirerek:
“- Ayrıntılara fazla takılıyorsun, ha öyle olmuş, ha böyle, ne olacak, o sayfalarla zaten kimsenin ilgilendiği yok, yorma kendini boşuna, değiştiremezsin hiçbir şeyi bu ülkede” dedi.
mustafakemalim.com’da yer alan bu türden yazılarla ilgilen kişilerin çok az olduğunu farkındayım. Ancak yine de ilgili ve yetkilileri uyarmak amacıyla bu türden sayfalar hazırlayacağım.
Aslında olumsuz ve umutsuz konuları paylaşmayı hiç sevmiyorum. Çeşitli olumsuzlukları sergilemek ve bunların mesullerini kınamak ve teşhir etmek amacım değil.
Olumsuzu olumluya çevirmenin mümkün olduğunu göstermek ve üzerime düştüğüne inandığım sorumluluğu yerine getirmek düşüncesi bana bu sayfaları yaptırıyor.
Ne kadar karanlık ve umutsuz da olsa, biliyorum ki; Karanlığın içinde her zaman bir umut var.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 27 Kasım 1930 tarihinde Trabzon seyahatinin ilk akşamı alaturka bir operet seyretti. Trabzon Yıldız (Turan, Sümer) sinemasında sahnelenen “Mon Bey” adlı alaturka operet, müzikli piyesin müellif ve bestekârı Muhlis Sabahattin Bey’di. (Ezgi) Gazi Paşa sahnelenen eseri sonuna kadar izleyerek alkışladı. Temsilin ardından Muhlis Sabahattin Bey ve sahnede rol alan diğer sanatçıları kabul ederek kendilerini tebrik etti.
Mon Bey: 1930’lu yıllarda halkımızın “Monşer” veya “Mon Bey” adını takarak alaya aldığı, ecnebi özentili, yeni moda giyinen, züppe tavırlı erkek tipi.
“Mon Bey” operetinden bir parça,
Seslendiren: Sema Moritz:
Sözleri:
Bir akşamüstü şöyle erken
Sahilde yavaşça gezinirken
Gördüm şık bir bey çok güzeldi
Çabucak koşup yanıma geldi
Bak dedi bana çapkın güzel kız
Hiç yaşanır mı yalnız
Haydi birlikte gel yaşayalım
Hayatta zevk nedir biz anlayalım
Dedim olmaz Mon Bey
Hayır olmaz Mon Bey
Boş laflara kanmam
Ben aldanmam
Taze sıcak simit, taze sıcak simit, bes parayaaa
benim ana sarhoş, benim baba sarhoş, benim kardas sarhoş ben zampara..
Mon Bey” operetinden bir parça, Seslendiren: Sema Moritz
Atatürk’ün Trabzon seyahati konusu münasebetiyle Trabzon şehrinin eski ve yeni hallerini biraz inceleme fırsatı buldum.
Eski fotoğraflar incelendiğinde; Trabzon şehrinde çok sayıda değerli kültür ve tarih mirası olduğu görülüyor. Ancak ne yazık ki bunların büyük bir bölümü günümüzde mevcut değil. Oysa orijinal haliyle gelecek kuşaklara aktarılması ve sahip çıkılması gerekirdi.
Fotoğraflarda görülen ve Trabzon Uzun Sokakta bulunan Türk Ocağı binası var ki, ne yazık ki tarihi yapının çatısı tahrip edilmiş ve yerine kaçak kat inşa edilmiştir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e orijinal haliyle ulaşan Trabzon Türk Ocağı binasının çatısı yaklaşık 50 yıl önce restorasyon adı altında tahrip edilmiş. Oysa bu bina Trabzon şehir belleğinde iz bırakmış tarihi bir eser, çok değerli bir tarih ve kültür mirasıdır. Günümüzde Sağlık Bakanlığı’nın kullanımındadır.
Trabzon Türk Ocağı binasının ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği, hangi mimarın eseri olduğu, nasıl bir akla ve mantığa, hangi gerekçeyle çatısının yıktırılıp, kaçak kat haline çevrildiğine dair belgelere dayalı somut bir tarihçe mevcut değil. Çatının 1970’li yıllarda tahrip edildiği biliniyor.
Trabzon tarihi konulu kitapları ve Trabzon yerel basını arşivlerini inceledim. Trabzon Türk Ocağı binasın başına gelen restorasyon faciası hakkında hiçbir tepki yazısı mevcut değil. Tarihi binanın tahrip edilmiş olması 50 küsur yıldan beri kimsenin umurunda olmayışı üzücüdür.
Fotoğraflarda görüldüğü gibi belli bir mimari üslubu olan Trabzon şehrindeki sosyal, kültürel, etkinliklere de uzun yıllar ev sahipliği yapmış, kent tarihine güzel ve renkli hatıralarla iz bırakmış bir yapı. Üstelik söz konusu binada 27 Kasım 1930 tarihindeki seyahatinde Atatürk ikamet etmiş ve çeşitli görüşme ve toplantılar yapmış.
Mimari özellikleri ve tarihi önemi, ayrıca Büyük Önderimizden değerli hatıralar taşıması nedeniyle bina çok değerli bir tarih ve kültür mirasıdır.
Tarihi yapının zaman içinde sadece çatısının tahrip edildiği, ancak binanın alt kısımları ve girişinin geçmişten günümüze orijinal haliyle ulaşmış olduğu görülüyor. Söz konusu yapının tahrip edilen çatısının orijinal haline getirilmesi ve koruma altına alınması gereklidir. Ayrıca yeni bir restorasyon faciasına da kurban gitmesi önlenmelidir.
Trabzon halkı değerli kültür miraslarına sahip çıkmakla, sadece yaşadığı şehrin kaybolan belleğini kazanmakla kalmayıp kültür ve sanat tarihimize de hizmet etmiş olacaktır.
Konuyla ilgili, bilgili ve yetkili kişilerin dikkatine…