O’nu Diğer Askeri Dehalardan Ayıran Özelliği, Savaşı Barış İçin Yapmasıdır

Düşün ki bir dünya savaşından çıkmışsın ve bu savaşta senin en yakın müttefikin olan devlet, senin elde ettiğinden daha fazla toprak ve tazminat alıyor. Yetmezmiş gibi sana tahsis edilen topraklar üzerinde yaşayan bir kabile reisini, sana karşı kışkırtıyor ve senin üzerine salıyor. Sen ne olduğunu bile anlamadan bir mücadeleye daha girişiyorsun ve galip geliyorsun. Fakat sana yapılan bu yanlışa öfkelisin. Tüm bunlar yetmezmiş gibi dost bildiğin o devlet, senin kazandığın toprakların karşısında bir kabile devleti kuruyor ve bu devletin başına da senin üzerine saldığı o kabile reisini getiriyor. Olacak iş mi bu?

Olmuş.

İşte İngiltere’nin 1918’den sonra Fransa’ya yaptığı yamuk budur. Kabile reisi burada İngilizlerin dostu Emir Faysal’dır. Kaybettiği mücadele Suriye’de Fransızlara karşıdır ve sonra İngilizler tarafından Irak’ın başına getirilmiştir. Sen bunu affeder miydin? İşte Mustafa Kemal Paşa bundan yani Fransa’nın bu öfkesinden bilgece faydalanmış ve Fransa’nın desteğini Lozan Anlaşması’na kadar kesintisiz sağlamayı bilmiştir. Lozan Anlaşması imzalanana kadar Fransa, Türklerin her dediğinin arkasında olmuştur ki başbakanları değiştiği halde. Hem bu Türkler, Bolşeviklerin dostları olan Türkler idi. Yani Kemal Paşa Fransa’nın desteğini kazanırken, aynı zamanda Rusya’dan da her türlü siyasi ve askeri yardımı alıyordu.

Yani anlayacağımız odur ki Kemal Paşa, birilerinin dediği gibi ”Gavurla Anlaşma” yapmamıştır. Bilakis bu iki aç gözlü ve eski ortak devleti bilgece birbirine düşürmüş ve kendi milletinin var oluş savaşında tarihi bir fayda sağlamıştır. Bu noktada böyle bir stratejiyi esasen Kemal Paşa’dan başka da kimse düşünemezdi nitekim hem Avrupa’daki gelişmelere, hem Anadolu’daki duruma, hem Arap topraklarındaki siyasi tavra hem de en az Fransa kadar öfkeli olan Rusya’nın siyasi tavrına Kemal Paşa kadar hakim, bu işe kalkışacak kadar cesur ve başarabilecek kadar kültür ve hitap seviyesi yüksek bir isim yoktu.

Fakat onu diğer askeri dehalardan ayıran bir başka özelliği, barışarak savaşmış olması ve savaşı barış için yapmasıdır. Tarihte böylesinin bir başka örneği bulunmuyor. Aslında bu tip bir dış siyaset halen daha kullanışlı görünmektedir ve konumumuz gereği görünmeye devam edecektir.