Ölüm Allah’ın Emri, Hasan Ali Yücel
Evet, ölüm Allah’ın emri. Bu doğru ve güzel sözün arkasını bilirsiniz:
Ayrılık olmasaydı!..
Korkmayın, Atatürk için bu büyük emir çıktı, ağladık, perişan olduk; fakat ondan ayrılmadık. Ayrılamazdık. Ayrılmak elimizde değildi. Türk olarak kaldıkça Atatürk’ten ayrılmak yoktur.
Memlekette bir iyilik görürüz, seviniriz; bakarız ki, onun eserinin devamıdır, gelişmesi, kökleşip filiz vermesidir. Ortalıkta bir densiz iş yapılır, üzülür, sıkılırız, hattâ kızarız, söylemesek bile söyleniriz. Anlarız ki, onun yolundan şaşmanın, ona sırt çevirmenin neticesidir. Bir millet, iyilikte, kötülükte, olumlu veya olumsuz her işinde onu hakem gibi görür, miyar gibi bulur da kendisinden uzak durabilir mi?
Böyle bir insandan ayrı yaşayabilir mi? Atasını unutabilir mi?
Hak bizi onsuz komasın…
Bazen kendi kendime derim: O dünyaya gelmeseydi halimiz nice olurdu?
Bir başkası çıkar mıydı, çıkmaz mıydı? Çıkardı, diyenlerimiz çok. Keşke onların dediği doğru olsa!..
Halbuki her zaman öylesi çıkmıyor. Mesela, biz gördük, Balkan Harbi’nde çıkmadı ve koskoca Rumeli; Kosovası; Üskübü, Manastırı, Yanyası, Selâniğiyle, elimizden gidiverdi. Türk yurdunun Avrupa bölgesini karalara boyadık da okullarımızda harita diye sınıfların duvarlarına astıktı.
1328 de Türk namusu lekelendi, o…f!..
Diye ağlaya ağlaya marşlar söyledikti.
O zaman lekelenen namusumuzu Çanakkale’de canıyla kanıyla temizleyen adam, yok olabilir mi?
Atatürk’ten ayrılmak istemiyorsak onu fikirleri ve eserleriyle yaşatmasını bilmeliyiz.
Fikirleri nerede?
Sözlerinde.
Sözleri nerede?
Nutuklarında.
Nutukları nerede?
Kitapçılarda.
Alın, okuyun.
Ne diyor, görün, belleyin…
Hasan Ali YÜCEL