O Cigarayı Yakmadan Duramamamızın Sebepleri Büyüktür…

Ne güldüm şu fotoğrafa:) Gülüyoruz kusura bakma ecnebi arkadaş.. Biz Türkler için zaman, o cigarayı yakmadan geçmiyor.. Aslında fotoğrafta başka hiçbir şeyi umursamamak lazım ama yine de birkaç bilgi verelim.. Burası İzmir.. 1922’deki yangından hemen önce.. Sol tarafta Fransız bankası.. Sağ tarafta Aya Fotini kilisesi.. Bankanın başında bekleyen etekli ve fesli askerler, Yunan askeri.. Bugün cehaletten başka hiçbir zenginliği olmayanlara, bir din devletiymiş gibi tanıtılan/yutturulan Osmanlı devletinin güzel İzmir’inde, bu askerler bekçi olarak görev yaparlardı.. Kilisenin başında değil de, bankanın başında beklemeleri de ayrıca dikkate değer.. Onların başında bekleyen Türk askeri ise, yorgun elbette.. Şanlı Büyük Taarruzdan yeni gelmiş, İzmir’e girmişler.. Orada bekliyor olmasının sebebi, Fransız bankasındaki değerli eşyaların çalınmaması için kurulan milis gücüne destektir.. O gün dedeleriniz kimden neyi saklamıştı ki ey ecnebi arkadaşlar? Türk askerinin, Türk milletinin haketmediğini almadığını, çalmadığını, hırsızlık, yolsuzluk yapmadığını tarih öğretmedi mi sizlere?

Buna rağmen sözde din devleti olan Osmanlı Devletinin güzel İzmir’inde yaşayan ne kadar Ermeni, Rum, Yunan, Levantler, Fransızlar vs… varsa, İzmir’i 1 gün sonra yakmaya karar veriyorlar.. Amaç ne? Şehirlerini yani İzmiri >>>işgal eden<<< Kemal’in askeri(öyle diyorlar), Kemalistler ve Türk milleti, onların mallarını, değerli eşyalarını kullanmasın, Türk’e kalmasın gavurun kıymetlisi diyerek yakmışlardır İzmiri.. Hem de Türk üniforması giyip de yaktıklarını itiraf eden Ermeni ve Rumlarca..

Yabacı kaynaklarda kilisenin 1922 yangını sırasında, dinamitle patlatıldığı belirtiliyor ama bunu yapan elbette Türk askeri olmasa gerek. 1000 yıl boyunca bizansın, romanın hangi kilisesini kırıp döktük ki İzmir fethinde bunu yapmış olalım? İzmiri ateşe veren insanlar tarafından kilise yıkılmıştı ki, böylece Türkler kilise yıkmış olsun. Halbuki kilise yıkan kilise yakan değil, kiliseleri modern müzelere çevirmeyi, her iki inançtan insanı bir mekanda toplayabilmeyi, bunu da gelir kaynağı yapabilmeyi düşünebilen insanlar olduk. Ancak ne yazık ki yine tepki göstermeden durulmamıştır. Kiliseleri müzeye çevrilen yabancılardan çok, kendi milleti tarafından nefret ve kin duyuldu Atatürkümüze…

İzmir işgal edildiğinde, Yunan askerlerine tek tek Türk’lerin evlerini ispiyonlayan, İzmir’i karış karış anlatıp bilgiler veren papazlar vardı o dönem.(Pek inanç kardeşliğimiz yokmuş..) Bugün ise, gavur destekli çıbanlar, Ayasofya’yı işaret ederek, Atatürk’e düşmanlık etmekteler.. Nereden nereye! Orası bir gavur mabediydi!.. Gavur zaten Atatürk’e tepki gösteriyor, kiliseleri müze yaptığı için.. Destek olacaklarına, takıyorlar müslüman maskesini, gavur mabedinde namaz kılmak istiyorlar.. Bu konuda küçük bir bilgi vermeden geçmeyelim… 2013 yılında Mhp’li Halaçoğlu Ayasofya’nın ibadete açılması için teklif verdiğinde, bunu reddeden adama 14 yıldır halife gözüyle de bakılıyor…

Kısaca dostlar, biz Türkler, taarruzdan sonra o cigarayı yakmadan duramamamızın sebepleri büyüktür…


E. Özel