“Hapse mahkûm olan mücrimlerin, salah bulmuş birer vatandaş olarak yeniden hayata karışmalarını temine çalışan Cumhuriyet Hükümeti, asrî hapishaneler tesisine gayret ederken, İmralı Adası’nı bir nümune hapishanesi haline getirmiştir. Buradaki mahpuslar tamamen serbest bulunmakta, ziraat işleriyle uğraşarak mahsullerinin kazancı ile kendilerini geçindirmektedirler.”…(1937)
Kemâlist Türkiye’yi tanıtmak amacıyla İngilizce ve Fransızca olarak basılıp, tüm dünyaya gönderilen fotoğraflı ‘La Turquie Kemâliste’ dergisinin 1936 tarihli 16. sayısında İmralı Cezaevi’ne yer verilmiş.
İşte Genç Kemâlist Türkiye Cumhuriyeti’nin cinayetten yatan mâhkumları ve ilk yarı açık Cezaevi’nin nadir 9 fotoğrafı:
Kemalist Türkiye’nin cezaevlerinde müzik dersleri vardı…İnanması güç değil mi? Bakınız,işte mahkumlar müzik dersinde.Kemalist Türkiye’de öncelik evvela eğitim idi. Herkes aydınlanmalıydı. İşte özlemini duyduğumuz yıllardan bir fotoğraf: Mahkumları kitaplarla görüyoruz.Kemalist Türkiye’nin mahkumları ders esnasında. İnanamayacaksınız ama, kayda değer bir diğer husus ise öğretmenin de hükümlü olmasıydı.Mahkumlar yemek esnasında. Duvarda Atatürk’ün portresi göze çarpıyor.Mahkumlar ziraat işleriyle uğraşarak mahsullerinin kazancı ile kendilerini geçindiriyorlardı.Mahkumlar çalışırken.Mahkumlar çalışırken.Mahkumlar çalışırken. Ceza süreleri dolan mahkumların her biri, ‘yatıp çıkmıyor’, tabiri yerinde ise ‘çalışıp yeni bir meslek edinerek’ hayata tekrar atılıyordu… İşte Kemalist Türkiye!Atatürk diyor ki: ‘Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.’ Onlar mahkum olsalar bile, öncelikle eğitilmeli idiler. Bugün Türkiye’de aynı uygulamaya yer verilse, 10 yılda Türkiye’nin halini düşünebiliyor musunuz? İşte muasır medeniyetlerin üstüne çıkmak, sözle değil, ancak böyle gerçekleştirilir!