Muhteşem Atatürk Nesli
Saygın Okurlarım!
Sizlerle bir kaç fotoğraf paylaşacağım.
Ancak bir defa daha sizlerden rica ediyorum kaynak bildirmeden paylaşmayın. Bunların hepsinin telif hakkının “Eriş Ülger“e ait olduğu noter tasdikli. Bu nedenle bir sıkıntı yaşanmasın, özellikle rica ediyorum.
Gelelim fotoğraflara.
Sanırım fotoğrafların arasın da anneannelerinizi, babaannelerinizi belki de dedelerinizi görecek o insanlarla gurur duyacaksınız.
Bu insanlar yokluk için de Türkiye Cumhuriyeti’nin varlıkları idi.
Fakir ama başları dik, yoksul ama eğitimli, Üniversite mezunu veya Prof. değillerdi ama vatansever ve bilgili idiler.
Kıbrıs nerede? diye sorulduğunda, “Sibirya’da” diye cevap vermeyen, “Nereden biliyorsunuz Sibirya’da olduğunu?” diye soran spikere “Arkadaşım orada askerlik yaptı, o nedenle” diye cevap veren bir tarih öğretmeni içlerinden çıkarmayan bir nesildi.
Bu muhteşem Atatürk neslini Saygıyla ve sevgiyle anıyorum.
Eriş Ülger
Salih Bozok’un bir anısı:
“20 Kasım 1930’da Mustafa Kemâl Hazretleri Kayseri’den, Sivas’a gelir. Muhteşem bir karşılama töreni ile karşılanır. Hükümet konağına doğru yürüyordu ki, yaşlıca bir kadın kendini birden Paşa’nın önüne atar gibi yolumuzu kesti ve şöyle dedi: – Hoş geldiniz Padişah Efendimiz. Hepimiz bir anda şaşırdık. Paşa Hazretleri yaşlıca hanımın elinden tuttu ayağa kaldırdı. – Ben Padişah değilim, bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım dedikten sonra bana dönerek, – Salih bak, biz daha buraya Cumhuriyeti getirememişiz. İşimiz çok zor. Çok daha fazla çalışmak yaptıklarımızın mislini yapmak durumundayız. Bu olayı mutlaka Başbakan Hazretlerine (İsmet Paşa) anlatacağım. Cumhuriyeti Sivas’a kadar getirememişsek kabahat bu nenede değil biz de, dedi.”