Milli Yönetim, Milli Politikalar, Milli Ekonomi, Milli Eğitim Bütün Mutluluklarımızın Başlangıcıdır
Bugün bile bütün dertlerimiz kaynağı, o bayrağı oraya asanlar değil, neden asıldığının, daha doğrusu asılmak zorunda kalındığının cevabı.
Anadolu’da hiçbir zaman siyasi sorun olmadı; sorun hep etnikti. İşsiz kalan medrese öğrencilerinin isyan etme sebebi bile sosyal değil, etnikti. Ulemalığı, beşik ulemalığına çevirenler, Yunus Emrelerin izinde olanlar mıydı yoksa dönme devşirmeler mi?
Acaba bugün Yunanlar, hükümet konağında bayraklarının asılı olduğu bir İzmir’i neden işgal etme gereği duyduklarını biliyorlar mı?
Hayır bilmiyorlar çünkü onlara da ucuz bir tarih öğretiliyor. Biz de bilmiyoruz. Yunan ordusunun denize döküldüğü anlatılıyor okullarda fakat denize dökülmeden önce Yunan, Fransız, İtalyan, Britanya, Amerika vs. bayraklarının bu ülkenin sokaklarına niye asıldığı anlatılıyor mu?
Bugün Şeriat devleti olarak tanıtılan bir Osmanlı Devleti’nin neredeyse her sokağına niye kiliseler, sinagoglar, misyoner okulları açıldığını, neden elektrik/ulaşım gibi faturaların Fransızca-İngilizce yazıldığını, neden paraların üzerine Ermenice, Yunanca ibareler konduğunu, neden parlamentosunda neredeyse Türk bile kalmadığını ve elbette kapitülasyonların ne olduğunu anlatan var mı piyasada?
1922’de sadece Yunan’dan, İngiliz’den, Fransız’dan kurtulmadık; 1923’te Lozan’da Türk milleti kapitülasyonlardan kurtuldu. Yani yabancılara tanınan ayrıcalıklardan, ayrışmadan, ötekileşmeden, 3. sınıf vatandaş olmaktan kurtuldu. Dönme/devşirme beyzadelerin evlatları kendi mekanlarında nargilesini içerken, kim bilir ne cevherler taşıyan garip ve şanlı Türk, birkaç aklın onu seferlere sürmesinden kurtuldu. Kendi devletinin topraklarında yabancı bayrak görmekten kurtuldu.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın, Türk Milli Mücadelesi’nin neticesi, sadece binlerce Yunan’dan kurtulmak olmadı. Türk; kapitülasyonların kaldırılmasıyla, yani yabancılara verilen ayrıcalıkların bitmesiyle, kendisinden çok daha ayrıcalıklı ve rahat yaşayan topraklarındaki yabancılar kadar rahat yaşama hakkını ve uğruna can verdiği devletin, yönetiminde de söz sahibi olmayı yani halk yönetimini yani Cumhuriyeti elde etti.
Bütün dertlerimizin kaynağı; millî bilincin, törenin, geleneklerin, bizi biz yapan değerlerin ve müspet ilimlerin kaybedilmesidir.
O bayrak böylece asılabilmiştir oraya. Bir asır önce Akçuralar uyarmıştı; bugün bizler anlamalıyız ki milli yönetim, milli politikalar, milli ekonomi, milli eğitim bütün mutluluklarımızın başlangıcıdır. Bunun aksi, geçmişte felaket getirdi.
Yabancının füzesiyle, ilacıyla, tohumuyla, nasihatlarıyla geçinemeyiz.