Milli İbadet

Yazan: Behçet Kemal Çağlar

Türklük diye engin yüce ne ararsak hep sende var,

Yiğitliğin, içliliğin kaynakları senden çıkar.

Sana varır kaynakları Pasinler’in, Denizli’nin;

Fıratlının, Meriçlinin, Seyhanlının, Gediklinin,

Kızılırmaklının gelip karıştığı canlı deniz,

Kıymet diye coşup taşan nemiz varsa senden bir iz.

Herbirimiz bir damlanız, belki ayrı belki yalnız,

Günü gelsin, bir arada, birdenbire toplanırız,

Seni tekar halk ederiz, kalp oluruz sana tekrar,

İçimizde bulanıklık, üstümüzde çer çöp mü var.

Bir silkiniş, bir fırtına, pırıl pırıl bir durulma.

Ne güzel şey içimize dönüp dönüp seni bulma,

İşte gene kıyındayız, karşındayız, tam sendeyiz,

İçimizde coşan deniz, göğsümüzde çarpan deniz.

Sana geldik, bizi yıka, bizi yücelt, bizi coştur.

Sensiz kalan fikir ve his çoraklardan ilaha boştur.

Yağdın, deniz hali verdin şu yaylalı çöle Ata’m,

Çiğnetmeyiz bu yattığın toprakları ele, Ata’m,

Bir kat daha seviyoruz yasındaki bayrakları.

Seni redde, sana küfre kalkan tek tük alçakları.

Kanun eğer bırakırsa hıncımızla biz boğarız.

Tek Mustafa Kemal gitsin, biz Mustafa Kemal varız.

Atamız, bayrağımız, andımız.

Sonsuz acısı sensiz olmanın;

Yılgınlığı yok sensiz kalmanın.

Ey ömrümüzün vârı

Devletimizin mimarı

Türkün alnından lekeyi silen

Ey yüce milletinin ruhunu

Avucunun içi gibi bilen

Ey şimdi dağ, şimdi sel kesilen

Ey bize intikal edip ölen

Bize tarihten gelen havari

Bizim sfenksi cins bir küheylân

Halinde şahlandıran süvari

Ey Lozan defnesiyle bezeli

Dumlupınar’ın tunçtan heykeli

Ey gönüllere kazan adını…

Ey o bez zindanından kadını,

Medrese küfünden irfanı,

Taassup zincirinden vicdanı,

Yarasından gururu kurtaran.

Ey canlı bayrak, ey insan vatan.

Kasım rüzgârları kabrin başında

Cümle daldan yaprak getiriyorlar,

Mustafa Kemal’ler yirmi yaşında

Sakarya’dan toprak getiriyorlar, 

Selâm sana gönül dolusu;

Ey uluların ulusu,

Türkün göğe değen eli,

Ey güzellerin güzeli,

Ey heybeti Haktan güzel,

Ey gözleri gökten güzel,

Ey saçları sırma sırma,

Bizi safından ayırma, 

Bağışla bize hamle – hız:

Sana muhtacız, sana muhtacız,

İnsan gibi yaşamakta sen varsın,

Bu toprakta – bu bayrakta sen varsın.

Işık diye sana dönmüş yüzümüz,

Büyük diye sana çökmüş dizimiz,

Güzel diye seni görmüş gözümüz..

Bassın üzerine gene tellerin

O ince parmaklı güzel ellerin;

Yurt sazı bir türkü söylesin gene,

Vurulup bir daha güzelliğine.

Kurusun şevkinle gözyaşlarımız.

Eğilsin önünde dik başlarımız.

Burada şimdilik bulsun nihayet,

Yılda beş dakikalık milli ibadet…