Meclis 100 Yaşında
23 Nisan 1920’de Ankara’ya İstanbul’dan bakanların çoğu muhtemelen yeni açılan meclisin fazla bir ömrü olmayacağını düşünüyorlardı. Yanıldılar.
YAZI: MELİH ŞABANOĞLU, Atlas Aylık Coğrafya ve Keşif Dergisi, Nisan 2020, Sayı 325
Her şey ne zaman başladı? Birçok yanıtı var bu sorunun: 19 Mayıs 1919, ilk Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin kurulduğu 1918 sonu, İstanbul’un işgal edildiği 13 Kasım 1918, ya da Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 30 Ekim 1918.
O kadar geriye gitmeye gerek yok belki de. Eylül 1919’daki Sivas Kongresi’yle başlatabiliriz süreci. Kongrede kurulan Temsil Heyeti siyasette inisiyatifi ele alınca, Damat Ferit hükümeti istifa etmiş, İstanbul’da mutlakıyet rejimi kurmaya çalışan Sultan Vahdettin seçimlerin yapılmasına rıza göstermeye mecbur kalmıştı. Yapılan seçimlerde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti adayları mutlak çoğunluğu elde etti. Seçimde Temsil Heyeti’nin lideri Mustafa Kemal de Erzurum’dan milletvekili seçildi. Ancak Mebusan Meclisi’ne katılmak için İstanbul’a gitmeye pek niyeti yoktu M. Kemal’in. Çünkü er ya da geç İstanbul’u işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri’nin bu işgali daha da sertleşeceğini ve meclisi çalıştırmayacağını öngörüyordu. Haksız sayılmazdı. İstanbul’da toplanan Mebusan Meclis ilk olarak ulusal andı (Misak-ı Milli) kabul etti. Birleşik Krallık’ın bu karara karşı tepkisi, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’daki işgali sertleştirmek oldu. Milli Mücadele’yi destekleyen önde gelen milletvekilleri, üst düzey subaylar ve gazeteciler İngilizlerce tutuklanıp Malta’ya sürüldü.
Bu gelişme karşısında Mustafa Kemal, İstanbul’daki Mebusan Meclisi’nin tutuklanmayan üyelerini Ankara’da açılacak meclise çağırdı. Ayrıca yeni milletvekilleri için seçime de gidilecekti.
İşte o zamanki adıyla Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920’de bu şartlar altında Ankara’da açıldı. M. Kemal meclis başkanlığına seçildi. Yurt çapında seçilen milletvekillerinin dışında, Osmanlı’nın son Mebusan Meclisi’nin üyeleri Büyük Millet Meclisi’nin doğal üyesi kabul edilmişti. Bu anlamıyla bir süreklilik söz konusuydu. Ancak yeni meclis, “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesiyle açılmıştı. Bu ise bir ilkti. Osmanlı’da ilk kez bir meclis ulusal hâkimiyet ilkesiyle çalışmaya başladı. Yani sürekliliğin dışında eskiden bir kopuş da söz konusuydu. Milli Mücadele’yi, bu kopuşu temsil eden Büyük Millet Meclisi yönetti. Ve İzmir’in kurtarılmasıyla başarıya da ulaştırdı.
İlk açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinde İstanbul’dan Ankara’ya bakanların önemli bir bölümü muhtemelen bu meclisin fazla ömrü olmayacağını düşünmüşlerdi. Yanıldılar. Bu meclis, kısa ömürlü olmadı. Uzun yaşadı ve bir asrı devirdi. TBMM bugün tam 100 yaşında.