Neden Laiklik? Hemen Anlayacaksınız

Büyük Taarruz’dan evveldi. O zamanlar beni sık sık yanlarında gezdirirlerdi. Bir gün hocalar ve askeri erkan çadırında toplandık… Hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra şu suali sordular :

Şer’i şerif(İslami hukuk) üzerine verilen fetvalarda tarik (yol) bir midir?

Biz kumandanlara, kumandanlar bize bakıştık. Mustafa Kemal Paşa, sualini daha basitleştirdi:

– Yani dinin en büyük mümessili, bir dini mesele hakkında iki türlü fetva verebilir mi?

Evvela kumandanlar cevap verdiler:

– Hayır…

Biz cevap verdik:

– Hayır…

O zaman hepimizin yüzüne baktı ve gayet sakin olarak:

– O halde nasıl oluyor da İstanbul’da İstanbul Hükümeti’nin Şeyhülislamı, benimle hepinizin idamına fetva veriyor da, Anadolu’daki din mümessili aksini iddia ve ispat ediyor?

Hepimiz susuyorduk. Mustafa Kemal Paşa son sözü söyledi:

– Din ile dünya işlerini ayırmalıyız…

(Esat İLERİ, Dünya Gazetesi 10 Kasım 1955)

İşte arkadaşlar ülkemizde laiklik maddesinin özü budur. Bakınız Kurtuluş Savaşı’nda, yıllanmış Osmanlı paşaları yani Gazi Paşa ve arkadaşları hakkında İstanbul’daki Şeyhülislam idam fetvası verirken, Anadolu’daki 160 Müftü ve din adamı, Mustafa Kemal Paşa ve askerlerinin arkasındaydı..

O gün Paşamız, bir dini meselede iki ayrı fetva nasıl olur diye sorarak aslında fetvayı kullanarak bu topraklarda, milletin kaderine nasıl etki yapıldığını göstermeye çalışıyordu.. İşte bu yüzden Fetva Mercii tek bir birim olmuş, buna da Diyanet İşleri denmiş, din ile devlet işini ayırmış ki, böylece her önüne gelen her meselede farklı farklı fetvalar vermesin diye.. Bunun din düşmanlığı olması mümkün olabilir mi? Türkiye’de İslam’a yapılan en büyük hizmetlerden biri de budur, yani Laikliktir!

E. Özel