Konyalılar İçin Bundan Daha Fazla Bu “Benzersiz İnsan” Ne Diyebilirdi Ki
Saygın Okurlarım!
Özür dileyerek ifade edeyim ki, yazım gene uzun. Ama beni Atatürk’e şikâyet edin. Bu “Muhteşem İnsan” ne dedi ise onu yazdım.
Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün en sık ziyaret ettiği şehirlerin başında Konya gelir. Toplam 12 defa ziyaret etmiştir.
Nedeni de çok basittir. O zamanda tutuculuğun sembolü bir şehirdi. O zaman da sıklıkla gerek Kurtuluşa, gerek Kuruluşa, gerek medeniyete, gerekse devrimlere karşı bir tutum ve davranış içinde olmuştur.
Gerçekte Konya halkı münevver ve medeni bir toplumdur. Ancak talihsizlik şuradadır ki, bu toplumu yönetenler ve idare edenler hep bu aydın halkın gerisinde kalmışlardır.
Bu nedenle de Atatürk olabildiğince bu şehre sık sık giderek halkı aydınlatma ihtiyacı duymuştur.
Büyük zaferden hemen sonra Yurt gezilerine başlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemâl Atatürk 14 Mart 1923’te Adana’ya gitmek üzere, trenle Konya’dan geçmiş, dönüşte, 20 Mart 1923 günü öğleye doğru Konya’ya gelmişti.
Yanında Lâtife Uşşakizade, milletvekillerinden Kılıç Ali, Salih Bozok, Recep Zühtü, İsmail Habib (Sevük), yaver Muzaffer (Kılıç), Muhafız Tabur Komutanı İsmail Hakkı (Tekçe), Dr. Asım ve diğer konuklarla birlikte trenden inen Cumhurbaşkanı Atatürk’ü Konya Gar’ını hınca hınç dolduran muhteşem bir halk ile Konya Valisi Kâzım Müfid, Belediye Başkanı M. Muhlis (Koner) Abdülhalim Çelebi, Ordu Komutanı Ali İhsan (Sabis) karşılamışlardı.
İstasyondan doğruca Hükümet Konağı’na giden Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Atatürk burada, kendisini çılgınca alkışlayan “Zeki ve çalışkan” Türk halkına şu sözlerle hitap etmiştir:
“Efendiler!
Bilmem hatırınızda mı? Üç yıl evvel de burada Konya halkı ile karşı karşıya gelmiş, kendileriyle fikir teatisin de bulunmuş, o zaman milletin içinde bulunduğu üzücü şartları Konyalılarla baş başa konuşmuştum.
O zaman demiştim ki bu milletin namusunu, istikbalini, hayatını kurtarmak için onun bütün mevcudiyetine kasteden kuvvetleri mahvetmeğe bu milletin kabiliyeti, asaleti, azmi kâfidir. Bu sözümün doğruluğunu olaylar ispat etmiştir. Milleti refah ve mutluluğa götürecek alanlarda güven ve başarıyla yürüyebilmek, yalnız bir şarta bağlıdır. (Lütfen bundan sonrasını daha dikkatle ve bu günleri düşünerek okuyalım)
BU ŞART MİLLETİN DOĞRUDAN DOĞRUYA KENDİ EGEMENLİĞİNE, KENDİNİN SAHİP OLMASIDIR. BU İDARE TARZINA KARŞI (Cumhuriyete karşı) TEHLİKELERİN HEPSİ ORTADAN KALKMIŞ DEĞİLDİR. (Lütfen bu cümleyi çok iyi anlayınız.) LÂKİN EGEMENLİĞİNE DOĞRUDAN DOĞRUYA SAHİP OLMANIN DEĞERİNİ PEKİYİ ANLAYAN MİLLET, BU KUTSAL EGEMENLİĞİNE KARŞI BAŞ GÖSTERECEK HER TEHLİKEYİ BOĞACAKTIR.
Konyalılar tarihin her devrin de ki önemli acı ve tatlı günler gördüler. Tarihin dersindeki önemini, herkes gibi Konyalıların da takdir edeceğine eminim.
Bu inançladır ki, Konya’nın milli egemenliğin yerleşmesinde en güçlü dayanak noktalarından biri olacağına inancım büyüktür.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Atatürk “
Konyalılar için bundan daha fazla bu “Benzersiz İnsan” ne diyebilirdi ki.
Atatürk sağ olsaydı da bu gün bizzat kendisi Konya’dan milletvekili olarak seçime girseydi, bilmem ki kaç oy alırdı. (Gerçi tarih faraziyelerle yazılmaz ama).
Muhalefet adaylarının dahi kendine değil de rakip olan adayın partisine oy vermesi, sonucu faraziyelere bırakmayacak kadar açık değil mi?
Sizlere Saygı,
Sizlere Sevgi.
E. Ülger
08 01 2018