Keşke Yunan Mı Kazansaydı?
MİLOS ESİR KAMPI
30 Ekim 1918´te imzalanan Mondros Mütarekesi´nin ardından Anadolu´nun çeşitli bölgeleri işgal edilmeye başlanmıştı. Akdeniz hattı İtalyan ve Fransız birliklerce işgal edilmiş; Doğu Anadolu´da ayrılıkçı Ermenilerle mücadele edilmiş; Karadeniz´de Pontus Rumları ayaklanmaya başlamış; Trakya ve Ege bölgesi ise Yunan kuvvetlerince işgal edilmişti. İstanbul İtilaf birliklerinin tümünce, ortak harekât ile işgal edilmişti.
Doğu´da Gümrü Antlaşması ile sınırımızı belirlemiştik; Güney´de Ankara Antlaşması ile Fransızlar pes etmiş, İtalyanlar sessiz sedasız gitmişti. Devletlerarası anlaşmalar neticesinde işgal edilen Türk topraklarında Ege ve Trakya tamamen Yunan kontrolündeydi. En büyük hedef ‘’Megali İdea’’ hayalini gerçekleştirmekti. İstanbul ortak harekât ile işgal edildiği için tüm İtilaf askerini görebilmek mümkündü.
1921 yılına geldiğimizde Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk ordusu Yunan ile Batı Cephesi´nde mücadele etmeye başlamıştı.
9 Eylül 1922´e kadar, Türk ordusunun İzmir´e girdiği vakte kadar, Yunan kuvvetleri kaçarken geçtikleri her yeri harabeye çeviriyorlardı. Yıllarca gerçekleştirdikleri vahşet yetmiyormuş gibi kaçarken yaşayan kimseyi bırakmak istemiyorlardı. Yıllarca Türk kadınına, erkeğine çektirdikleri ıstırap Türk ordusunun İzmir´e girmesiyle son buluyordu.
Trakya´da durum farklıydı…
Trakya bölgesi Anadolu ile hiçbir kara bağlantısına sahip değildi. Çanakkale ve İstanbul Boğazı, İtilaf donanmasınca tutulduğu için de hiçbir geçiş sağlanamıyordu. Ankara Hükümeti, İzmir alındıktan sonra orduyu Kuzey Ege-Marmara hattına doğru harekete geçirmiş ve işte tam o sırada ordu Çanakkale´ye vardığı zamanda ‘’barış görüşmesi’’ teklif edilmişti. Mudanya Ateşkes Antlaşması´nın imzalanma zemini oluşturulmuş ve sıcak savaş döneminin bitirilmesi amaçlanmıştı. Aksi takdirde Türk ordusunun Trakya´ya girmesi kaçınılmazdı.
12 Eylül 1922 günü Trakya´da hiç beklenmedik bir şey yaşandı. Tekirdağ´ın Büyükyoncalı (Büyükmanika) köyünden esir toplamaya başladılar.
Köydeki 15 yaş üzeri tüm erkekleri fotoğraflarda gördüğünüz okulun bahçesine topladılar. Köydeki 310 erkek esir olarak alınmıştır. 13 Eylül 1922´de Çerkezköy´e getirilen esirler 15 Eylül 1922´de trenle Dedeağaç limanına götürüldüler. 16 Eylül 1922´de Dedeağaç´a varıldı. Burada Yunan Symrna (İzmir) gemisine bindirildiler. Peki saygıdeğer okurlar, Trakya´dan alınıp götürülen esir sayısı kaçtır? Savaş esiri olarak Trakya´dan 3.800 Türk, topraklarından zorla götürülüyordu. Kaç tanesi geriye dönebildi? 1.400 kişi esir hayatı sırasında ölmüştür. Büyükyoncalı köyünden götürülen 310 erkeğin ise 158 tanesi hayatını kaybetmiştir.
Yunan geri çekilmesi başladıktan sonra, İtilaf birlikleri eşliğinde devir teslim törenlerinin yapılması gerekiyordu. Tespit edilen mıntıkalar şöyle idi:
1. İtalyan Mıntıkası: Çorlu, Çerkezköy ve havalisi.
2. Fransız Mıntıkası: Edirne, Kırklareli (Kırkkilise), Lüleburgaz ve havalisi.
3. İngiliz Mıntıkası: Tekirdağ (Tekfurdağı), Keşan, Hayrabolu ve havalisi.
Tahliye Edilen Yerler ve Tarihleri:
Çerkezköy: 15 Ekim 1922-17 Ekim 1922
Çatalca: 16 Ekim 1922-16 Ekim 1922
Saray: 16/17 Ekim 1922-17 Ekim 1922
Silivri: 17 Ekim 1922-17 Ekim 1922
Vize: 19 Ekim 1922-19 Ekim 1922
Çorlu: 16 Ekim 1922-18 Ekim 1922
Midye: 16 Ekim 1922-17 Ekim 1922
Lüleburgaz: 17 Ekim 1922-17 Ekim 1922
Kofçağız: 21 Ekim 1922-22 Ekim 1922
İnece: 21 Ekim 1922-22 Ekim 1922
Babaeski: 22 Ekim 1922-23 Ekim 1922
Kırklareli: 20 Ekim 1922-22 Ekim 1922
Edirne: 18 Ekim 1922-31 Ekim 1922
Muratlı: 19 Ekim 1922-20 Ekim 1922
Keşan: 20 Ekim 1922-21 Ekim 1922
Hayrabolu: 23 Ekim 1922-24 Ekim 1922
Malkara: 23 Ekim 1922-23 Ekim 1922
Uzunköprü: 21 Ekim 1922-25 Ekim 1922
Tekirdağ: 19 Ekim 1922-20 Ekim 1922
Yer adı/ Müttefik Mıntıkası/ Devir Teslim Tarihi
Çerkezköy=>; İtalyan 31 Ekim 1922
Çorlu=>; İtalyan 31 Ekim 1922
Saray=>; İtalyan 1 Kasım 1922
Silivri=>; İtalyan 2 Kasım 1922
Vize=>; İtalyan 2 Kasım 1922
Midye=>; Fransız 4 Kasım 1922
Lüleburgaz=>; Fransız 8 Kasım 1922
Pınarhisar=>; Fransız 8 Kasım 1922
Babaeski=>; Fransız 9 Kasım 1922
Alpullu=>; Fransız 9 Kasım 1922
Kırklareli=>; Fransız 10 Kasım 1922
Havsa=>; Fransız 24 Kasım 1922
Edirne=>; Fransız 25 Kasım 1922
Muratlı=>; İngiliz 3 Kasım 1922
Tekirdağ=>; İngiliz 13 Kasım 1922
Hayrabolu=>; İngiliz 15 Kasım 1922
Malkara=>; İngiliz 15 Kasım 1922
Mürefte=>; İngiliz 17 Kasım 1922
Şarköy=>; İngiliz 17 Kasım 1922
Uzunköprü=>; İngiliz 18 Kasım 1922
İpsala=>; İngiliz 20 Kasım 1922
Keşan=>; İngiliz 21 Kasım 1922
Enez (İnöz)=>; İngiliz 24 Kasım 1922
Gelibolu=>; İngiliz 26 Kasım 1922
Çerkezköy’den itibaren devir-teslim heyeti bazen trenle bazen de karayolu ile Edirne’ye kadar bütün Trakya’nın teslimini tamamladı. Her kazada Türk yöneticileri Müttefik heyetlerince karşılanıyor, bayrak merasimi gerçekleştiriliyor ve Müttefik heyetleri ile Türk yöneticiler arasında devir-teslim tutanakları imzalanarak yönetime el konuluyordu. Daha sonra müttefik heyetler bölgeyi terk ediyorlardı. Edirne ve Gelibolu’nun teslimini müteakip bütün Doğu Trakya 28 Kasım 1922’de TBMM Hükümeti İdaresi’ne geçmiş oldu.
Sayın okurlar, tekrar soruyorum keşke Yunan mı kazansaydı? Benim burada değindiğim Milos Esir Kampı vahşetiydi. Uzun süren işgal döneminde kaç genç kızın bedenine işkence edildi? Kaç erkek vahşice öldürüldü?
Bazıları çıkıp konuşuyor da niye bunlar konuşulmuyor?
Eğer Mustafa Kemal olmasaydı bu toprakların ne kadarı bizim olurdu?
Siz değerli okurların inisiyatifine bırakıyorum.
06.V.2018
Ayberk KIZILKAYA
KAYNAK: Ziya Çağlı, Trakya´nın Tarihi Kurtuluş Gerçeği
https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=354086