Kâzım Özalp’in Atatürk Anıları, Cumhuriyet’in İlanı
Mustafa Kemal Paşa, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni toplamadan, seçimden önce, kendisine telgrafla sorduğum soruya cevap olarak, bana şifreli bir telgrafla, kurulacak meclisin bir Müessesan Meclisi olacağını, fakat bunu şimdiden açıklamayacağını bildirmiş, Meclis’e Karesi bölgesinden mebus seçilmemi istemişti. Mustafa Kemal Sofya’ya Ataşemiliter olarak giderken bana İstanbul’da, Türkiye için düşündüğü en uygun idare şeklinin bir Cumhuriyet olacağını söylemişti. Diyordu ki “Enver Paşa’nın istikameti bellidir, bu Napolyon sistemidir, akrabalarını kilit mevkilere getiriyor, hanedanın içine nüfuz etmeye çalışıyor. Böylece adeta münfesih hale gelmiş olan Osmanlı hanedanına kendi istediği şekilde istikamet verecek. Bu hanedandan memlekete hayır yoktur. Diktatörlük milletleri mesut ve müreffeh kılmaz. Devletin esasını Cumhuriyet prensiplerine göre hazırlamak lazımdır.” İşte bu nedenle kendisine kurulacak meclisin bir Müessesan Meclisi (Kurucu Meclis) mi olacağını sormuştum.
Millet Meclisi’nin kurulduğu günlerde Balıkesir bölgesinde Yunanlılarla çarpışmalar sürdüğünden ve ben buradaki kuvvetlerin kumandanı olduğumdan, mebus seçilsem bile cepheden ayrılmayacaktım. Mustafa Kemal Paşa’nın zihninde daha o günlerde cumhuriyet fikri doğmuştu. Diğer taraftan, İstanbul hükümetinin Lozan’a temsilci göndermeye teşebbüs etmesi üzerine çıkan tartışmalar sonucu Meclis, saltanat ile hilafetin ayrılmasına karar vermişti ki bu da cumhuriyete gidiş anlamını taşıyordu. Kemal Paşa gerekli eksiklerin tamamlanması ve efkârın hazırlanması için yoğun çalışmalara girmişti ve bir fırsat kolluyordu.
Hükümette Vekiller Meclis’te ayrı ayrı seçildiğinden, açılan Dahiliye Vekilliği’ne Sabit Bey ve Meclis İkinci Reisliği’ne Rauf Bey seçilmişlerdi. Sabit Bey, İttihadı Terakki devrinin valilerindendi. Mustafa Kemal Paşa Milli Mücadele’nin İttihatçılara mal edilmemesine çok dikkat ederdi, önem verirdi. O sıralarda İstanbul’da “İttihatçılar yeniden iktidara geliyorlar” diye propagandalar başlamıştı. Bu durumda Sabit Bey’in Dahiliye Vekilliği’ne gelmesini mahzudu görüyordu. Fethi Bey vekillerin Meclis tarafından seçilmeleri nedeniyle, çok defa bağdaşamayacağı kimselerle işbirliği yapmak zorunda kaldığından da şikayet ediyordu. Mustafa Kemal Paşa Sabit Bey’in seçimini uygun bulmadı. Meclis’te tartışmalar büyüdü. Fethi Bey hükümeti zor durumda kalarak istifa etti. Yeni hükümet bir türlü kurulamıyordu. Hoca mebuslar endişelenmeye başlamışlardı, “Canım bir Sabit Bey için bu buhrana ne lüzum var. Sabit Bey’den vazgeçtik, kim isterse vekil olsun” diyorlardı.
28 Ekim günü Meclis’ten ayrılırken Mustafa Kemal Paşa bana “Kemalettin Sami Paşa ile Halit Paşa’yı al, Çankaya’ya gel” dedi. Gittiğimizde, İsmet Paşa, Fethi Bey, Fuat (Bulca) ve Ruşen Eşref (Ünaydın) beyleri orada bulduk. Mustafa Kemal Paşa hemen söze başlayarak “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz. Beni fırka grubuna davet edin, bir konuşma yapacağım” dedi. Erken dağıldık ve ertesi gün Kemalettin Sami Paşa, bir takrir vererek gruba Mustafa Kemal’i davet ettirdi. Mustafa Kemal gelir gelmez gruptan, bazı çalışmalar yapmak üzere bir saat müsaade istedi. Bu arada bazı mebuslarla görüşerek hazırlık yapmak istiyordu. Tekrar toplandıktan sonra kürsüye gelerek Anayasa’nın 1. Maddesi’nin sonuna, “Türkiye Devleti’nin şekli hükümeti Cumhuriyet’tir” fıkrasının ilavesini ve bazı yeni maddeleri teklif etti. Cumhuriyet’in lehine çok değerli konuşmalar yapıldı. Tarihçi bilim adamı Abdürrahman Şeref Bey “Şimdiki idare tarzımız zaten Cumhuriyettir, fazla düşünmeyelim, doğmuş olan çocuğun adını şimdi koyalım” diyordu. Bazı mebuslar biraz acele edildiği görüşündeydiler. Gece saat 20.45’te konuşmalar tamamlandı, Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal ittifakla 158 oyla Birinci Cumhurbaşkanlığı’na seçildi. Hilafetin kaldırılması konusu da görüşüldü, ancak bir karar alınmadı. Bazı mebuslar Mustafa Kemal Paşa’nın halifelik görevini de almasını teklif ettiler. Mustafa Kemal bunun gerçekleşemeyeceği üzerinde mantıki cevaplar verdi ve bu görevi reddetti.
Kaynak:Atatürk’ten Anılar, Kazım Özalp – Teoman Özalp, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Mart 1998 ISBN: 975-458-042-2