Kâzım Özalp’in Atatürk Anıları, Batı Cephesi’nde Durum Çerkez Ethem

Batı Cephesi’nde Durum Çerkez Ethem

Kâzım Özalp’in Atatürk Anıları, Batı Cephesi’nde Durum Çerkez Ethem. Yunan Ordusu Uşak’ı işgal ettikten sonra bir kısım kuvvetlerle Gediz’e kadar ilerledi ve tepelere tahkimat yaptı. Esas kuwetlerden uzak kalan bu müfrezeye taarruz ederek başarılı olabilirsek Gediz’i geri alacağımızı ve Kuvayi Milliye’nin maneviyatını kuvvetlendireceğimizi düşünerek Batı Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile taarruza karar verdik. Erkânı Harbiye Reisliği, insan kaybına sebep olacağı düşüncesiyle bu taarruza pek taraftar görünmüyordu. Çerkez Ethem ise kuvvetleri ile böyle bir taarruza çok yardımcı olacağını söylüyordu. Ali Fuat Paşa Ertuğrul Grubu ile Kuvvai Seyyare’nin (Çerkez Ethem’in kuvvetleri) birlikte taarruz etmesi emrini verdi. Sonuçta düşmanı mevzilerinden çıkardık, muntazam çekildiler, iyi takip edemedik, perişan olmadılar.

İzzettin Bey (Çalışlar) kumandasındaki 61. Fırka düşmanın çekildiğini anlayınca Gediz’e girdi. Ancak Arif Bey kumandasındaki 11. Fırka ve Kuvveî Seyyare düşmanın çekildiğini anlamayarak, geri çekilmişlerdi. Ankara bir haber alamadığı için endişeye düşmüştü. Yolda telefonu telgrafla bağlayarak Kütahya üzerinden Ankara’yı ve Mustafa Kemal Paşa’yı buldum, durumu anlattım. Ankara’dan irtibat kurularak, birkaç saat sonra çekilen kuvvetler geri geldiler. Kusuru birbirlerine atıyorlardı. Ali Fuat Paşa Kuvveî Seyyare’yi darıltmak istemiyordu.

Kuvveî Seyyare ve benzer çetelerin kendi başlarına buyruk olmaları, düzenli bir ordu için zorluklar doğuruyordu. Bunların bir disipline sokulamayacağı anlaşılınca, Mustafa Kemal ilk olarak Cephe Kumandanlığında değişiklik yapmaya karar verdi. Ali Fuat Paşa Moskova Selirliği’ne tayin edildi. Batı Cephesi ikiye ayrıldı ve Batı kısmına Miralay İsmet Bey (İnönü), Güney kısmına Miralay Refet Bey (Bele) tayin edildiler. Ben Ertuğrul Grubu Kumandanlığından ayrıldım ve zaten mebus olduğum için Ankara’ya Meclis’e gittim. Mustafa Kemal’le yaptığım konuşmada “Bugüne kadar çok büyük hizmetleri geçmiş olmakla beraber düzensiz kuvvetleri, kendileri ile darılmaksızın ve bir çatışmaya girmeden, tasfiye etmeye kesin kararlı olduğunu” söyledi.

Benim, Çerkez Ethem ile arkadaşlığım olduğundan bu konuda benden yardım isteyeceğini de bildirdi. Ancak Kuvveî Seyyare ve diğerleri yeni Batı Cephesi Kumandanı İsmet Bey’in verdiği emirlere de itirazlara başladılar ve ordu aleyhine yaptıkları propagandayı artırdılar. 

Çerkes Ethem Meclis’te Ayakta Alkışlandı

Çerkez Ethem Birinci Cihan Harbi’nde gönüllü olarak benim fırkama gelmişti, arkadaşlığımız o tarihlerde başlamıştı. Yunanlılar İzmir’i işgal ettikten sonra arkadaşları ile Soma’ya gelerek Alaşehir yakınlarında kuvvetleri ile bize yardımcı olacağını söyledi. Ben kendisine bir miktar silah verdim. Kabiliyetli bir kuvvet oluşturdu. Yunanlılar ile çatışmalar yaptı, Ahmet Anzavur ile çatışmalarımızda bize çok büyük yardımı oldu. Düzce isyanının bastırılmasında önemli rol oynadı. Meclis’i dağıtmak düşüncesiyle Yozgat’ta toplanan asileri yakalayarak cezalandırdı. Bu nedenlerle Meclis tarafından takdir görüyordu. Hatta Meclis’e ilk gelişinde mebuslar tarafından ayakta alkışla karşılandı. Mebus olan kardeşi Reşit, Ethem’in etrafında devamlı bir hava yaratmaya çalışıyor ve Nizamiye Kuvvetleri’nin aleyhinde konuşuyordu.

Yeşil Ordu olarak isimlendirmeye çalıştıkları Kuvveî Seyyare’ye gerçekten güvenen çok sayıda mebus vardı. Ethem’in kuvvetleri, çoğu atlı olmak üzere 3000 yakınlarında tahmin ediliyordu. Komünist Rusya, başlangıçta bize yardım ettiğinden Mustafa Kemal’in dostluğunu kazanmıştı. Bundan yararlanmaya çalışan bazı kimseler “Yeşil Ordu” ismi ile “Kızıl Ordu” benzeri bir teşkilat oluşturulmasını öne sürüyorlardı. Kırmızı tepeli kalpak giyenler bile görülmeye başlanmıştı. Ethem işi o kadar ileri götürdü ki Kütahya civarında halktan vergi toplamaya başladı. Hatta kendi kendine mahkeme yapıyor, idam kararları bile veriyordu.

Çerkes Ethem’i Tutan Çok Sayıda Mebus Vardı

Mustafa Kemal ile bu günlerde yaptığımız konuşmalarda durumun önemini tartıştık. Başta Ethem olmak üzere bu gibi kuvvetlerin bir problem çıkarmadan ustalıkla tasfiye edilmelerini ve düzenli bir orduya dönülmesinin gereğini kararlaştırdık. Çok güvendiği İsmet Bey’in (İnönü) Batı Cephesi Kumandanlığına tayininin bir nedeni de buydu. Ethem’i tutan çok sayıda mebus bulunduğundan konu silah patlatılmadan çözümlenmeliydi. Mustafa Kemal’le beraber Eskişehir’e gittik. İsmet Bey, Ethem ve Reşit kardeşlerle bir toplantı yapmak istiyorduk. Ethem, Reşit’in zorlamasıyla Kütahya’ya gitmişti, bir anlamda bilerek kaçmıştı, toplantıda bulunmadı. Reşit, Nizamiye Kuvvetlerini şiddetle tenkit etti. İsmet Bey “Ben kumandanım gereğini bilirim ve onu yaparım” diye ısrar etti. Mustafa Kemal toplantıyı dağıttı, benim Kütahya’ya giderek Ethem’le konuşmamı ve kendisine nasihat etmemi istedi. Kütahya’ya gittim, Ethem’le uzun uzun konuştum, yumuşadı, tekliflerimizi kabul eder göründü. Fakat sonra hiçbir uygulamaya geçmedi. 

Ankara’ya döndükten sonra konuyu Meclis’te bir kere daha görüştük. Son defa olarak bir heyet yollanmasını ve başarı sağlanmazsa ondan sonra harekete geçilmesini kararlaştırdık. Reşit benim bu heyette bulunmamı istiyordu. Mustafa Kemal bu sefer benim heyete katılmamamı istedi. “İşler gerginleşirse, seni orada tevkif edebilirler, zorlayarak imzandan ve oradaki şahsi gücünden yararlanabilirler” diyordu. Giden heyet daha yolda iken Batı Cephesi Kuvvetleri Ethem’e karşı Kütahya yönünde harekete geçtiler.

Kuvveî Seyyare içersinde memleketin değişik yerlerinden gelmiş, kabiliyetli, vatanperver gençler vardı. Türk askerlerine karşı silah atmayı vicdanlarına yakıştırmadılar ve dağıldılar. Ethem bir kısım taraftarıyla Yunanlılara teslim oldu. Kuvvei Seyyare’nin önemli bir kısmına kumanda eden Serezli Pardi Mehmet Pehlivan, askerlerinin bir kısmını kuvvetlerimize teslim etmiş ve kalan kuvvetleriyle Türk köylerini Rum çetelerine karşı korumuş, daha sonra mağlup Yunan Ordusunu takipte yardımcı olmuştur.

Bu arada Ethem ve kardeşlerinin İstanbul hükümetine telgraf çekerek, Ankara’daki Meclis hükümetine karşı işbirliği yapma teklifinde bulundukları da anlaşıldı. Yunanlıların İnönü mevzilerine taarruzları, bir ölçüde Ethem’in kuvvetlerinden alınan cesaretle oldu.

Yunanlılara karşı vatan perverane duygularla silaha sarılan, cesurca harp eden ve Büyük Millet Meclisi’ni dağıtmayı düşünenlere karşı savaşan, Kuvayi Milliye’ye büyük başarılar kazandıran Ethem ve Reşit kardeşlerin, gururları ve yanlış görüşleri nedeniyle oluşan bu akîbet, çok hazin ve ibret vericidir.