İş Adamı İnan Kıraç’a Açık Mektup
Mektubuma başlamadan önce küçük bir açıklamada bulunmak istiyorum. Açık mektup bir şahıstan diğerine yazılmış olsa da, mektubun asıl muhatabı halkımızdır. Araştırmacı ve yazar olarak bizler, tıpkı basın mensupları gibi halkımızı bilgilendirmek için uğraş veriyoruz. Bu açık mektup sadece gizli kalmış bir gerçeği ortaya çıkarmak ve Ata’mızın hatırasına sahip çıkmak amacıyla yazılmıştır. Başkaca bir gayesi yoktur ve olamaz.
Sayın İnan Bey merhaba,
Mektubumun konusu Atatürk tarafından Cumhuriyet gazetesine gönderilen İbrahim Çallı imzalı kayıp paha biçilmez sanat eserleridir. 28 Şubat 2017 tarihinde; Prof. Dr. Emre Kongar’a bu konuda bir açık mektup yazdım. Muayyen bir süre bekledim. Ancak Emre Bey veya hiçbir gazete yetkilisi; halkımıza yanıt ve açıklamada bulunmadı. O yüzden ben de size hitaben bu açık mektubu yazma ihtiyacı duydum.
Atatürk’ün Cumhuriyet gazetesine gönderdiği İbrahim Çallı imzalı paha biçilmez sanat eserleri mevcuttu. Cumhuriyet’in Genel yayın Müdürü İbrahim Yıldız ağabeyim bu eserlerin size satılacağından söz etmiş; ben de bunun doğru olmadığını kendisine söylemiştim. Bir süre sonra bu eserler bir anda ortadan kayboldu. Eserlerin ortadan kaybolduğu dönemde sizi de Emre Bey’le birlikte sık sık gazetede görürdüm. Esreleri sizin satın alıp almadığınızı bilmiyorum. O yüzden soruyorum? Söz konusu bu eserler sizde midir? Sizde değil ise acaba kimdedir? Bu konuda herhangi bir bilginiz var mı?
Kayıp İbrahim Çallı eserlerinin uzun bir zaman izini sürdüm. Geçtiğimiz günlerde sağlam bir kaynaktan bir gerçeği daha öğrendim. Söz konusu bu eserler Cumhuriyet gazetesinin demirbaşında değilmiş. Yani mülkiyeti Yunus Nadi ailesine aitmiş. Nadi ailesi Atatürk’ün hatırasına saygı adına; bu eserlerin gazetede kalmasını uygun görmüş. Manevi değeri çok yüksek olan bu eserleri satmayı, paraya tahvil etmeyi Atatürk’e saygısızlık olarak telakki etmiş. Sırf bu nedenle de gazete de bırakmış.
Bu durumda Cumhuriyet gazetesi yönetiminin; söz konusu bu eserleri satmaya asla hakkı yoktu. Eserleri satın alanın da – her kim satın aldıysa – satın almaya asla hakkı yoktu. Cumhuriyet yönetimi eserleri satmış ise; kanunsuz ve çok yanlış bir iş yapmıştır. Kendine ait olmayan eserlerin el altından; gayrı resmi bir biçimde satılması ciddi suçtur. Alıcı için de aynı suç geçerlidir. Bu türden paha biçilmez sanat eserlerin mutlaka açık ve resmi yollardan satışının gerçekleşmesi gerekir. Kayıt dışı yapılan satış; vergi zıyaı suçudur. Tespit edilmesi halinde ise ilgililer ağır vergi cezaları ile cezalandırılır. Dilerim böyle bir şey meydana gelmemiştir. Olayın bir de ahlâki yönü var ki; işin aslını astarını tam olarak bilmediğim için bu konuya hiç girmiyorum.
Sayın İnan Bey, bendeniz Hereke adında küçük bir kasabada büyüm. İnsan, doğa ve hayvan sevgisini ilk kez orada tattım. Çiçeği dalında sevmeyi, küçücük bir çocukken rahmetli annem tembihledi. O zamandan beri buna çok dikkat ederim. Koparma gülleri dalında kalsın diye bir türkü de vardı o zamanlar. Kayıp İbrahim Çallı eserleri Ata’mızdan yadigar; adı Cumhuriyet olan asırlık gül ağacının dalında duran, Ata’mızdan yadigar kalan güllerdi. Gazetenin sahibi bile, dalında kalsın demiş. Kıyamayıp koparmamış o gülleri. Dilerim neredeyse bulunur asılır tekrar; o paha biçilmez esereler sökülüp götürüldüğü çivilere.
Cumhuriyet gazetesinin cam negatif arşivi piyasaya çıktığında İlhan Selçuk’a durumu bildirdik. İlhan Selçuk hemen satın alalım dedi. Ancak 3 bin lira zamanında temin edilemedi. Biz gecikince arşiv üç esnaf arasında bölündü. Sizin satın aldığınız bu arşivin bir o kadarı da başka bir esnafta mevcuttur. Her iki arşivi de inceleme imkanım oldu. Namık Görgüç’ün Cumhuriyet için çektiği birbirinden güzel, on binlerce fotoğraf karesinden oluşuyordu. Bu karelerin büyük bir kısmı 1924-1934 yıllarında; Cumhuriyet gazetesinde klişe olarak kullanılmış basın fotoğraflarıydı.
Sayın İnan Bey, Atatürk tarafından Cumhuriyet gazetesine gönderilen İbrahim Çallı imzalı kayıp; paha biçilmez sanat eserleri konusunda bildikleriniz varsa; kamuoyuna bir açıklamada bulunmanızı çok rica ederim. Yukarıdaki temennilerime katılır ve İbrahim Çallı imzalı Atamızdan yadigar paha biçilmez sanat eserlerinin, ait olduğu yere koyulmasına yardımcı olursanız çok sevinirim.
Selam ve saygılarımla,
Atilla Oral
Araştırmacı yazar