İnancın Değil “Bilim”in Ayetleri
Saygın Okurlarım!
Aşağıdaki üç paragrafı ezberlercesine, sindire sindire, hazmede hazmede okuyun.
Bunlar ne sizlere gaipten vaat edilen paragraflar, ne günümüzün dincilerinin olmazsa olmazları, ne hurafe ne safsata.
Bu üç paragrafı Mustafa Kemâl Paşa’nın CHP Kurultayında okuduğu NUTUK’tan cımbızla seçtiğim paragraflar.
Kusura bakmayan. Ben bu üç paragraf için ÜÇ AYET diyorum. Evet! Üç Ayet. Ama bunlar inancın değil “Bilim”in ayetleri.
Lütfen ibadet edercesine okuyun. Okuyun ki çocuklarınıza, torunlarınıza anlatabilesiniz.
Daha iyi vede özellikle gençlerin anlayabilmesi için öz Türkçeye çevirerek sizlerle paylaşıyorum.
Benim Saygın Okurlarım.
Size sevgi size saygı.
“Ulusal amaç için öne atılacakların, her ne olursa olsun amaçtan dönmemeleri, ülkede barınabilecekleri son noktada, son soluklarını verinceye değin amaç uğrunda her özveriyi sürdüreceklerine işin başında karar vermeleri gerekir. YÜREKLERİNDE BU GÜCÜ DUYMAYANLARIN işe hiç girişmemeleri, kuşkusuz daha iyidir. Çünkü hem kendilerini, hem de ulusu aldatmış olurlar.”
“Her şeyden önce ülkede ulusun varlık ve istencini belirtmek ve bunu sarsılmaz bir biçimde Ulusal Mecliste temsil etmek gerekir. Bu da ülkede ulusal bir ülkü etrafında güçlü bir örgütlenme yapmak ve Meclis’te bu örgüte dayalı bir gurup bulundurmakla olanaklıdır. En derin kavrayışlı kişilerin amacı bu olmalıdır. Oysa şimdiye değin görülüyor ki, asıl bu yöne önem verilmeden, kendinde az-çok yeterlik görenler, hemen hükümete geçmek hevesine, hırsına kapılıyorlar. .. Bu yüzden bizim için ilk ve en temelli ilke, önce ülkede ulusal örgütlenmeyi oluşturmak, sonra da bu örgütten güç alan bir grubun başında Meclis’te çalışmak olmalıdır.”
‘Tarih, söz götürmez bir biçimde ortaya koymuştur ki, büyük işlerde başarı için, yetenek ve gücü sarsılmaz bir başkanın varlığı çok gereklidir. Ulus, ülke, siyaset ve ordu yöneticiliğinde hiç bulunmamış, bu alanlarda denenmemiş gelişigüzel kişilerin yer alabileceği herhangi bir kurula, ulusal iradenin işler duruma getirilmesini sağlamak, tüm ulusu ve yurdu tek bir kurulla temsil etmek, tüm yurdu aynı dikkat ve duyarlılıkla savunma yollarını bulmaya çalışmak .. gibi bir durum ve görev bırakılabilir mi?”