İlk Türkiye Güzelinin Hatıraları: Hayalim Yalova’da 1- Mustafa, 2- Kemal, 3- Ata, 4- Türk İsimli 4 Köy Kurmaktı
Anlatan: Feriha DAĞ (Tevfik)
Akşam gazetesi, 25 Mart 1964, Sayfa: 4
Mısır’da çok servetim var, ancak bu serveti alabileceğimden pek ümitli değilim
MISIR’DA büyük bir servetim var, bu çoğu zaman tanıdıklar arasında söz konusu edilir. Mısır’dan alacaklı olan birçok insan arasında ben de varım. Ne kadar olduğunu söyleyemeyeceğim, çok astronomik bir rakam.. Ailemizde birçok kişiler bu serveti alacağımızdan ümitlidirler ama ben pek ümitli değilim.
Çünkü toplamı bir hayli büyük olan bu parayı Mısır Hükümeti’nin ödeyeceğini sanmıyorum.
Eğer verecek olurlarsa bu seveti hayırlı bir işte kullanmak istiyorum. Tabii birçok insan gibi belki bizim de eksiklerimiz olacak. Önce onları tamamlarım..
Ama bunlar cok ehemmiyetsiz seyler, alacağımız bu büyük parada büyük bir eksiklik meydana getirmez. Asıl yapmak istediğim, Yalova civarında fakir köylü için numune köy inşasıdır. Ah.. Bunun tahakkukunu ne kadar istemiştim bilmezsiniz. Hatta ilk zamanlar ümitli olduğumdan, oturup uzun uzun program ve projeler hazırlatmıştım. Mesela şöyle düşünmüştüm, üç veya dört köy kurabilirsem, bunların yolları muntazam bir şekilde bir noktada birleşecek. Ve bu arada içlerinde okul, eczane, dispanser, kütüphane, ve cami bulunacak. Tabii hepsinin de elektriği ve suyu olacak. Gene programıma göre bu dört köyün isimleri sırasıyla şunlar olacaktı:
1- Mustafa, 2- Kemal, 3- Ata, 4- Türk.. Ama ne yazık ki bu büyük arzum sadece kalbimde kaldı.
Ben şuna inanıyorum ki bu ölümlü dünyada öbür tarafa hiçbir şey gitmiyor. Her şeyin fazlasını istemek insanı rahatsız etmekten ve insanı huzursuzluğa götürmekten başka bir işe yaramıyor.
GÜZELLİK YARIŞMALARI NASIL YAPILMALI?.
Hemen söyleyelim, ben bugün yapılan güzellik yarışmalarının tamamen aleyhindeyim. Çünkü ciddiyetini ve mahiyetini çoktan kaybetmiş bir durumdadır bugünkü yarışmalar. Önce bir şunu ele almalıyız. Bu yarışmaları niçin yapıyoruz?.. Bence asıl amaç kendimizi bütün dünyaya tanıtmak ve hakkımızda sağlam ve köklü bilgiler vermektir. Ayrıca Türk kadınını güzelliği, ahlâkı ve kültür yapısı ile de ortaya koymuş olacağız.. İşte böyle önemli bir teşebbüse girişirken, çok dikkatli ve azami derecede titiz davranmamız gerekmez mi?
Bence bu işi memleketimizin en ciddi gazetesi Belediye ile işbirliği yaparak ele almalıdır. Ve seçilecek Türk kızında da maddi, manevi her türlü güzellik ve vasıflar aranmalıdır. Avrupa’ya, Amerika’ya gidecek olan bu kızlar orada Türk milletinin, vekar ve haysiyetine yakışacak şekilde hareket etmelidir. Artık bu yarışmalar, günümüzdeki gibi ticaret bir eğlence ve dolayısıyla birçok genç kızın kötü yola düşmesine sebep olan bir çıkarcı zihniyet vasıtası olmaktan kurtarılmalıdır.
Başlangıçta söylediğim gibi bu iş mutlaka şehrin Belediyesi ile birlikte düzenlenmelidir. Ayrıca bir nokta daha var, çok defa gazetelerde okuyoruz, çiçek kraliçesi felan şarap kraliçesi, plaj kraliçesi ve daha bir sürü kraliçe seçiliyor. Bunları diğerleriyle karıştırmamak lazımdır. Bunlar nihayet mahalli yarışmalardır ve teşebbüs olarak yurt içinde kalmaktadır. Ama yurt dışına Türkiye’yi temsilen gidecek olan bir kızımızın çok ayrı özelliklere sahip olması gereklidir. Milletinin ırkını, rengi ve özelliklerini taşıyan bir güzel göndermeliyiz daima.
Ve gene benim görüşüme göre, bu yarışmalara devam edilmelidir. Çünkü şimdi her zamandan daha çok kendimizi tanıtmaya ve anlatmaya ihtiyacımız vardır. Ve sonuç olarak, bu yarışmalar ehliyetli ellere bırakalır ve gereken önem verilirse, şimdiye kadar çekimser kalan birçok aile kızı bu yarışmalara seve seve katılacaklardır.
SON