İki Çanakkale Gazisi 18 Mart’ı Anlatıyor
18 Mart 1964 tarihli Akşam gazetesinde Turhan Narler’in İki Çanakkale gazisiyle yaptığı röportaj:
“49 Yılın hatırası bugün yine canlanıyor Çanakkale’de, taşlar, ağaçlar ve bütünüyle bir tarih konuşuyor. O günlerden birer yadigar olan ulu kişiler var aramızda Türklük ve özgürlük uğruna cenk etmiş kişiler bunlar.
İnsan üstü bir gayret ve kutsal bir görevin verdiği kuvvetle Türk denizcilik tarihinde 18 Mart 1915 zaferini kazanan gaziler, destanlaşan hatıralarını yaşlı gözlerle tazeliyorlar.
Bu ölüm kalım savaşına topçu üsteğmeni rütbesiyle katılan Nizamettin Çoray o muhteşem müdafaayı şöyle anlatıyor:
“Düşman gemileri günlerden beri hatlarımızı ateş yağmuruna tutuyordu. 17 Mart’ta hücum son haddine ulaşmıştı. Düşman bizi tamamen yok ettiğini zannederken 18 Mart sabahı yine karşısında gördü. Deniz bir anda beyaz köpüklerle çalkalanmaya başladı. Karşılıklı ateş yağmuru tazelenmişti. Tanrının verdiği iman gücümüz sanki düşmanın kalbini deliyordu. Gözdeleri Bouvet zırhlısı ve iki torpidoları peşi sıra boğazın mavi sularına gömüldüler. Onları Irresistible ve Ocean isimli korkunç harp gemileri takip etti.”
Hayatının 81. yılında aynı azim ve heyecanla o günleri yaşayan üsteğmen Nizamettin sonra şunları söylüyor:
“18 Mart’ta Anadolu’muza göz diken kahpe düşmana Akdeniz’in berrak suları mezar olmuştur. Aynı cüreti göstereceklere mezar olacak yerlerimiz daha pek çoktur.”
Bir diğer gazi anlatıyor
Henüz 23 yaşında silah başına koşan Ali Tezcan ise yılların verdiği yaşlılığı hiç belli etmiyordu bedeninde. Çünkü o eşsiz vatan müdafaası mücahidin hayat bağı olmuştu. Şimdi Ali Tezcan destanlaşan hatıralarını aynı heyecanla tekrarlıyor:
“Bitkindik.. Perişandık.. İaşesiz ve cephanesizdik.. Ama her şeye rağmen imanlı idik. 17 Mart’ta her geçen dakikamız bozgunla biterken 18 Mart bize zaferler müjdeledi. Çılgınca dövüşüyorduk. Kanlı Sırt’a gelmiştik ki karşımızda 57. Alay kumandanı Mustafa Kemal ve 27. Alay kumandanı Şefik Bey çıktılar. Mustafa Kemal Bey bana:
– Yalovalı ne oldu, düşman aşağıda mı? diye sordu.
Kumandanım hep telef olduk, yüzbaşım toprak altında kaldı. deniz kenarı İngilizlerle dolu, dedim. Bir anda damarları adeta teninden fırlayan Mustafa Kemal’in cevabı şu oldu:
– Geri çekilmek yok, İLERİ !..
– İşte o gür ses hala kulaklarımda. Dalga dalga hissediyorum onu. İlerledik, kan döktük, şehit verdik ve kazandık.”
Kaynak: Akşam gazetesi, 18 Mart 1964, sayfa: 3.