Harf Devrimi Üzerine Değerlendirmeler 2

‘’Bir gecede cahil kaldık mı?’’

Konuyla alakalı ilk değerlendirmemi okuyanlar hatırlayacaktır, yazının ana hattı harf devrimiyle beraber yurt içi ve yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına yeni harflerin eğitimi hakkında dönem gazetelerinde yer alan haberleri derlemiştim.

Bu eğitim seferberliği Türk Ocağı gibi önemli kuruluşlarda başlamış ve Türk Milleti bu seferberliğe yoğun ilgi göstermiştir. Yaşlı, genç, çocuk demeden öğrenme tutkusuyla dolu bir millet üzerine düşeni yapmış ve Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk de zaman zaman bu eğitim noktalarını ziyaret etmiş ve gidişat hakkında bilgi edinmiştir. Harf Devrimi’yle beraber yayın organlarında da kullanılan Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılan Osmanlıca olarak da tabir ettiğimiz Arapça, Farsça ve Türkçe’nin bütünlemesi olarak yer alan bu harf ve dil günümüzde dile getirildiği gibi bir gecede ortadan kaldırılıp yok edilmemiş ve halk cahil bırakılmamıştır. Zira bu iddialar doğru olsa 1 Kasım 1928 tarihinden günümüze okur-yazarlık seviyesi bu noktaya ulaşmış olamazdı. Yüzde olarak harf devriminden önce okur-yazarlık düzeyi ne kadar az olursa olsun direkt olarak Osmanlıca yok edilmiş olsa, halk boş bir zihinle bu noktaya gelemezdi. Bunu bizlere en iyi gösterecek ana kaynak dönemin yayın organlarıdır, Harf Devrimi’yle beraber çıkan dergi ve gazetelerde Latin harfleri nadir olarak yer almaya başlamış ve halkın yavaş yavaş yeni harflere uyum göstermesi sağlanmıştır. Bu durum halkta yeni harflerin öğreniminin artmasıyla, yeni harflerin bu yayın organlarında artması süregelmiştir. Aşağıda yer alan görsellere baktığımızda harf devriminin ilanından hemen sonra Arap harfleri gazete ve dergilerden sökülüp atılmamıştır ve açıklamalarda hem Arap harflerine hem de Latin harflerine yer verilmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği bu devrimin haklılığı bir noktada daha önemlidir bizim için, bu önem Sovyet prangalarından kurtulan Türki devletlerin bilge liderlerinin, Atatürk’ün yıllar öncesinde gördüğü gerçeği görmeleriyle Latin harflerine geçiş sürecini başlatmışlardır. Günümüzde bu devrimi çarpıtma noktasına giden sözde Tarihçilerin, asılsız iddialarla polemik yaratmaları ve eserlerinde yer vermeleri Tarih Metoduna uymadığı gibi, yazarlık kabiliyetlerinden, ileri gelen kitaplarının piyasada yer edinmesi kaygısından başka bir şey değildir.

Asıl konumuz olan Harf Devrimi üzerine yoğunlaşacak olursak 3 Nisan 1929’da Cumhuriyet Gazetesi’nde Baş Muharrir Yunus Nadi ‘’Fikir Hayatı’’ adlı yazısında adeta günümüze ışık tutmaktadır. Zira bu yazısında yeni harflere geçiş sürecinin kolay olmadığını, Türk lisanının yapısına uygun harfleri bulmak için büyük gayretler gösterdiklerini ve tüm çabaların Türk Milleti’nin bu harfleri benimseyip öğrenmeye gayret etmeleriyle amacına ulaştığını kaydetmiştir. Yeni harflerin kabulü Osmanlı Devleti’ne karşı beslenen kin, nefret veya Osmanlıyı Türk Tarihi’nden silip atma amacı taşımadığını anlamak için Cumhuriyet Gazetesine bakmak mümkündür. 2 Mart 1929 Tarihli Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasını açıp okumaya başladığımızda karşımıza çok önemli bir yazı çıkacaktır bu yazı ‘’İSTANBUL FETHİ’’dir. Tarihe ilgisinden ve sevgisinden şüphe olmayan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde, bu devrimden sadece bir yıl sonra Osmanlı Tarihi’nin kaynaklarından alıntılarla yapılan bu yayınlar bu iddialarımızı doğrular niteliktedir. Harf devriminden sadece bir yıl sonra başlayan bu Osmanlı Tarihi yayınlarını, Cumhuriyet Gazetesi’nde 17 Mart 1937 tarihinde dahi görmek mümkündür, yine ikinci sayfadan yapılan bu yayının konusu ‘’HURREM SULTAN’’ olarak karşımıza çıkmaktadır üstelik ana kaynağı Solakzade Tarihi’dir.

Son olarak ısrarla belirtmem gerekmektedir ki 1 Kasım 1928 tarihinde gerçekleşen Harf Devrimi’yle bir gecede eski harfler konumuna geçecek olan Arap harfleri gazetelerden dahi bir anda atılmamıştır. Dönem gazetelerini incelediğimizde örneğin; Pazar 14 Teşrinevel 1928 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesine baktığımızda birinci sayfa tamamen yeni harflerle yayınlamıştır, ikinci sayfası ise Arap harfleri ile yayınlanmıştır. Perşembe 25 Teşrinevel 1928 Tarihli Servet-i Fünun’a baktığımızda ise karşımıza Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kara tahta önünde yeni harfleri tanıttığı fotoğraf çıkmaktadır. Bu fotoğrafın altında yer alan aynı açıklama önce yeni harflerle yapılmıştır daha sonra ise Arap harfleriyle aynı açıklamaya yer verilmiştir. Bundan yola çıkarak yüce Türk Milleti’nin bir gecede cahil kaldığı safsatası yersiz ve basit bir iddiadır.

 

25 Teşrinevel, Serveti Fünun
25 Teşrinevel 1928 Perşembe, Serveti Fünun
31 Teşrinievel 1928, Çarşamba Hakimiyeti Milliye
1 Teşrinisani 1928, Perşembe
Hakimiyeti Milliye, Pazartesi 19 Teşrinisani 1928

KAYNAKLAR:

1- 25 TEŞRİNEVEL 1928 PERŞEMBE SERVET-İ FÜNUN

2- 31 TEŞRİNEVEL 1928 ÇARŞAMBA HAKİMİYET-İ MİLLİYE

3- 1 TEŞRİNİSANİ 1928 PERŞEMBE HAKİMİYET-İ MİLLİYE

4- 19 TEŞRİNİSANİ 1928 PAZARTESİ HAKİMİYET-İ MİLLİYE

5- 2 MART 1929 CUMHURİYET GAZETESİ

6- 17 MART 1937 CUMHURİYET GAZETESİ