Gözlerinden Öyle Anladım ki; Bu Adam İstikbâli Görüyor
Abdülhak Hamid Bey Mustafa Kemal Paşa ile ilk karşılaşmasını şöyle anlatıyor:
“Berlin’e gideceğim cihetle bulunduğum apartmanı muvakkaten bir diğerine verip vermemek tereddüdünde bulunuyordum. Çanakkale’den avdet etmiş olan Çementepe ve Anafarta Muharebelerinde muzafferiyetler kazanmış bulunan bir zât bu apartmanı görmek üzere bir gün bizi ziyarete gelmiş, lâkin apartman hakkında bir şey dememişti. Kendisiyle ilk defa olarak o gün müşerref oluyordum. Sonra bir kere daha teşrif etti. O zaman Almanların İngiliz ve Fransızlara kahirane bir galibiyeti olmuş ve payitahtı saltanat alâimi şevki sürur ile donanmış idi.
Bu zat herkes gibi izharı şadimani etmiyor, yalnız düşünüyordu. Bu galibiyet hakkında ne fikirde bulunduklarını sorduk. “Almanlar pek yanlış hareket ettiler. Bunun neticesi vahim olacaktır” dedi. Sevinç içinde bulunan halkın intizar ve itikadı hilâfına olarak bu neden bu fikirde bulunuyordu? Dehayi askerîsi ona o vahameti müstakbeleyi halihazırda gösteriyordu.
Muhterem zair gittikten sonra refikamla ben bir müddet ne diyeceğimizi bilmedik.
Refikam biraz sonra – evet taaccüp ediyorum. Bu adam hallolunmaz bir muamma! Herkes sürur içinde, o yalnız düşünüyor. Çanakkale’deki o parlak muzafferiyetlerinden sonra kendisinde bir eseri gurur da yok. Ve onda o parlak muzafferiyetleri gölgede bırakacak başka bir istidadı galibiyet var – dedi, Ben de – Umarım, ki dediğin doğrudur. Gözlerinden öyle anladım ki bu adam istikbâli görüyor. Ve ellerinde büyük bir inkılâbın dizginleri duruyor, dedim. Bu harikulâde adam Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri idi.
O, Muharebe-i Umumiye’nin atisini ve devletimizin istikbalini görmüşse biz de bu ikinci mülâkatımızda onun istikbalini görmüş idik.”
Vakit gazetesi, “Abdülhak Hamid’in Hatırları – Mustafa Kemal Paşa, No: 67” 17 Ocak 1925, Sayfa: 2
