Gençliğin Teessürü, Burhan Felek, Tan
Gençliğin Teessürü, Burhan Felek, Tan, 13 Kasım 1938
Büyük Atatürk’ün ölümüne cihan ağladı. Bu teessür O’nun dünya düzenine yaptığı büyük yardım, medeniyete verdiği derin dersten ileri geliyor.
Bütün Avrupa matbuatı bu büyük adamın gölgesiz ve fevkalâde işlerinden nadir işitilir senalarla bahsediyorlar. Diyebiliriz ki; medenî âlemin yüreği milliyet ve memleket sınırları gözetmeksizin sızlıyor.
Atatürk’ün göçüşü; medeniyet âleminin büyük ve hayırlı bir evlâdı olmak hasletiyle dünyayı eleme gömdü.
Atatürk’ünü kaybeden Türk milletinin, hele genç neslin duyduğu acı ise ölçülemiyecek kadar derin ve alabildiğine engindir.
Gençliğin Büyük Şef arkasından döktüğü bu yaşlar O’nun başladığı inkılabın icaplarına ileri neslin ne kadar sadık olduğunu gösteren ve Cumhuriyet rejiminin memlekette ne derin kökler salmış olduğunu işkile imkan bırakmadan anlatan en samimi delildir.
Dinmeyen bu gözyaşları Büyük Ölü’nün şahsını kaybettiğimizi anlatmaktan daha başka manalar da taşımaktadır.
Milletin ve genç neslin bu taşkın elem çağlayanları Atatürk’ün bize ne kıymetli, ne ulvî eserler bırakmış ve bizi ne yüksek ideallere tevcih etmiş olduğunu da ilân etmektedir.
Gözyaşı sevinilir bir şey değildir. Lakin Türk milletinin bu büyük evlâdı arkasından döktüğü yaşlar yine bu milletin âtisi için büyük vaatler veren milli tezahürlerdir. Onun için dir ki;
Atatürk’ün ölümünden doğan derin yeisi ancak bu muşahede biraz tadil edebilmektedir.