Gayrimilli Eğitimin Kitabı Yazıldı

Tarihçi-yazar Mustafa Solak’ın “GAYRİMİLLİ EĞİTİM” kitabı Kaynak Yayınları’yla okurlarına ulaştı. Yazar kitabında Atatürk’ten günümüze eğitimin dönüşümünü ele alıyor. Kendisi eğitimin halkçı, bilimsel, karma, parasız, kamucu olmaktan çıkarak gayrimilli hale geldiğini belirtiyor. Bu noktada somut olarak eğitimdeki cumhuriyet, laiklik, insan onuru ve özelde kadın onuru, Atatürk karşıtlığını ele alıyor.

Kitapta, Öğretmen Strateji Belgesi ile iş güvencelerinin ortadan kaldırılacak öğretmenlerin biat eden kitleye dönüştürülme hedefi vurgulanıyor. Kitapta ayrıca “Üniversitelerde Bilim Düşmanlığı”, “Diyanet, cemaat, tarikatların eğitimdeki rolü”, “Diyanet, cemaat, tarikatlarla protokoller”, “Proje Okulları ve yeni imam hatip türleri”, “Muharrem orucu Aleviler için bile “nafile”, “Vatan savunmasından cihad uğruna savaşa: Gaza ve fetih”, “Savaşmaksızın mal edinme yolları: Cizye, haraç ve fey”, “Gayri müslimlerin dinî kıyafetlerini giyen mürted sayılacak”, “Mürtede selam verilmez, mürtedin kestiği yenilmez”, “İslami ekonomi ve helal gıda düzenlemesi”, “Haziran Ayaklanması iç ve dış güçlerin bir oyunuymuş!” gibi başlıklar var.

Güncellenen müfredatın önemli noktalarını belirtirsek;

1) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nden Atatürk ile imam hatip meslek dersleri (10 ders) öğretim programında Atatürk’e hiçbir sınıfta 1 kelimelik dahi yer verilmemiştir. Atatürk ve din ile ilgili üniteler kaldırıldı.

2) Öğretim programında laiklik kavramına verilmemiştir. Hatta sekülarizm kavramı ile laiklik mesele, manevi yozlaşma, tanrıyı inkar eden akımlar, batının inanç problemi olarak gösteriliyor. (Bu konuda “Laikliği Doğru Anlamak” kitabıma bakılabilir.)

3) Cihad anlatılacak. Cihadla bağlantılı olan Öşür kavramı da anlatılacak. “Fıkıh” ders kitabında cihad kapsamında gaza, fetih, ganimet, öşür, haraç, cizye kavramları anlatıldığını göz önünde bulundurursak cihadın vatan savunması ve nefse karşı mücadele kapsamında anlatılmayacağını anlarız.

4) Erkeğe çok eşlilik, boş ol sözüyle boşanma, babanın üvey kızının anası yanında, üvey kızıyla da evlenebilmesi, kadının kıyamet alameti olduğuna, buluğ yaşında evlenilebileceğine dair ifadeler ders kitaplarına yazın girdi.

5) Doğumdan ölüme, ekonomiden, spora modern yasalar değil şeriat yasalarının hükümleri ders kitaplarına ve müfredata girdi. Örneğin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretim programı 8. ve 10. sınıf “Din ve Hayat” ünitesinde “İslam dininin ekonomik hayatla ilgili ilkelerini yorumlar” şeklinde ifadeler var.

6) Müfredatta ve ders kitaplarında Atatürk’ün “darbeci” olarak ima edilmesi, Atatürk’ün ilkelerinin çıkarılması, İstiklal Mahkemeleri’nin kuruluşunun farklı bakış açılarıyla verileceği” cümlesiyle Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı ifadelerin dile getirilebilecek olmasına yönelik kaygılar var.

7) Müfredatta 1876, 1908 ile Meclisin açılması “darbe” olarak gösteriliyor. Milli egemenliğe, kadına, Atatürk’e yönelik ayrımcı, kısas, diyet, tazir, kasten adam öldürmede köleye kölenin, kadına kadının öldürülebileceğine yönelik modern hukuku dışlayan ifadeler emperyalizme karşı milli birliği sağlayamaz ve kutuplaşma artar.

Müfredat mücadelesi neden fırsat? 

Büyük tehlikeler büyük fırsatlar sunar. Müfredatlar bu eğitim-öğretim yılında sadece 1., 5., 9. sınıflarda uygulanacak. Dolayısıyla diğer sınıfların ders kitaplarının yazımı için Ağustos’a kadar süre var. Bu sürede Cumhuriyet karşıtı ders kitaplarının yazımı önlenebilir. Dahası şeriatı tüm boyutlarıyla bilen ve savunanların haricinde toplumumuzun % 95’ini kazanabileceğimiz bir durum ortaya çıkmıştır. Özellikle “millet olarak varlığımızı sürdürme”, “huzur ve birlik içinde yaşama”, amaçları üzerinden milletimiz ikna edilebilir. Çünkü “boş ol” denerek hakim önüne çıkmadan erkeğin karısını boşamasını, dul kalan kız çocuk sahibi kadının, yeni eşiyle zifaf yaşamadıysa kızını yeni eşinin nikahlayabileceğini, dinden çıkanın öldürülebileceğini, hırsızın el- ayaklarının çapraz kesileceğini neredeyse hiçbir insana anlatamazsınız. Bu kadar kadın onuruna, insanın yaşama hakkına müdahale eden ifadeler sindirilmez. “Ama dinde varmış” diye yanıt verecek olanlara “peki sen normal görüyor musun” diye sorduğumuzda büyük çoğunlukla “hayır” yanıtı alacağız. Kendi safımıza çekemesek de tarafsızlaştıracağız.

“Kişisel (münferit)” diye sunulan konuları ders kitaplarına dayandırarak milyonlarca öğrencinin IŞİD yöntemleriyle yetiştirildiğini ve bunun resmi olduğunu anlatabileceğiz. Örneğin “boş ol” sözüyle karısını boşayan adamın, 2 kadınla evlenmek isteyenin, şortlu kadına saldırının hiç de kişisel mesele olmadığını, ders kitaplarındaki ifadelerin buna yol verdiğini daha rahat anlatacağız.