Fikir İffeti Nedir?
Namus ve iffet dendiği zaman ilk hatıra gelen cinsi meyillerdeki doğruluk oluyor. Fikir iffeti en sonra hatırlanan, hatta bazen hiçte düşünülmeyen bir şeydir. Ötekinin berikinin cinsi işlerdeki laubaliliği veya münasebetsizliği herkesi uğraştırır, uzun dedikoduların mevzuu olur. Halbuki çok defa bu çeşit iffetsizliğin başkalarına zararı da yoktur. Bir defa da fikir namussuzluğunu düşününüz? Herkes için bundan daha sinsi bir kötülük, bundan daha umumi bir zarar tasavvur etmek güçtür. Böyle iken en kolay affedilen, hatta bazen göze bile çarpmayan kusur o değil mi?
Fikir iffeti nedir?
Her mahlukta araştırmak, bulmak ve öğrenmek için tecessüs (Curiosite) dediğimiz bir meyil var. Bu tabii temayülün insanlardaki şekli yalnız hasisi, maddi ve basit mevzulara münhasır kalmaz. Geniş, derin mefhumlara da yükselir. Hakikat sevgisi ve ilim aşkı ondan doğar. Hiçbir maddi karşılık beklemeden hakikati bulabilmek, mükafat yahut ceza endişelerinden yüksek ve müstakil olarak gördüğünü, bildiğini ve bir hakikat olarak inandığını söylemek insanlık için bir fazilettir. İşte buna fikir iffeti (la probite intellectuelle) denir. Fikir iffeti şüphe yok ki en necip zevklerden ve en asil heyecanlardan biridir. Onun verdiği nadir örnekler insanlığın manevi semasında birer yıldız parıltısıyla ebediyete kadar devam etmeye layık olur. Socrate kendine sunulan ecel zehrini bu duygunun heyecanıyla içmemiş miydi? Ve bu ölüm beşeriyetin fazilet tarihinde cihangirlerin şöhretiyle yarışan bir destan olarak kalmadı mı? Ebu Hanife’nin zindanda ve kamçı altında ölümü huzur ile karşılaması yine bu fikri iffetin verdiği heyecandandır. Kutup kâşifi Amundsen’in Şimal kutbunda ve kar fırtınası altında helâk olması hakikati bulmak yolundaki fedakarlık duygusunun neticesi değil miydi? Edison en ihtiyar olduğu çağlarda iken tecrübe ettiği ampullerin altında kaç defa sabahlamıştı. Paraya ve şöhrete artık hiçbir ihtiyacı kalmamış olan ihtiyar kâşif, ancak hakikatin ihtirasıyla yanıyordu. Birkaç misalini saydığımız bu karşılık beklemeyen fedakârlıklar fikri iffetin en güzel örnekleridir. Bir de bunun tersini tasavvur ediniz! Bir hakikati bulmak için değil, arar görünmek için uğraşan ve bundan hasis faydalar bekleyen adam insanlığın en necip duygusunu bir ticaret vasıtası yaptığından dolayı ne iğrenç bir vaziyettedir.
Hakikat karşısındaki namus düşkünlüklerinin iki esaslı şekli vardır. Birine menfi iffetsizlik adını verebiliriz, oportünistler yani hiçbir meseleyi, hiçbir hakikati arayıp sormak endişesini beslemeyip ancak zamanlarını hoş geçirmeye bu kısımda bulunurlar. Onlarda noksan olan hassasiyet, yahut kudret ve cürettir. Aralarında pek iyi denebilecek adamlar da bulunabilir. İmkân görürlerse ve zarar ummazlarsa belki bir hakikate ulaşmak isteyecekleri de vardır. Herhalde zarar vermek ve fena numune olmak noktalarından vaziyetleri hafiftir.
Fakat en vahim örneklere müspet namussuzlar arasında rast gelirsiniz. Onlar yakın, yahut uzak ve en hasis faydalar ve ümitlerle hakikati örtmek, değiştirmek ve güneşi balçıkla sıvamak isteyenlerdir. Cinsi ahlâk meselesi öteden beri herkesi uğraştırmıştır. Hele Freud’un meydana çıkardığı modaya uyarak cinsi terbiye işiyle son yıllarda bütün dünya meşgul oldu. Fakat unutulmamalı ki fikir namusu, cinsi iffetten üstündür ve onun terbiyesi daha ziyade düşünülecek ve uğraşılacak hayati bir iş olmak lâzım gelir.
Hakiki fikir adamının ilk vazifesi herşeyden evvel memlekette gençliğe karşı şahsında fikir iffetinin mümkün olduğu kadar iyi bir örneğini verebilmektir.
Yazan: İbrahim Alâettin Gövsa
Perşembe mecmuası, 20 Şubat 1935, No: 47, Sayfa: 2.