Fevzi Çakmak Kurtuluş İçin Beykoz’dan Yola Çıktı!

Fevzi Çakmak, Cumhuriyet ordusunda Mustafa Kemal’den sonra, en üst rütbe olan mareşalliğe kadar yükselen tek komutandı. Sakarya Meydan Savaşı’nda gösterdiği üstün başarıdan ötürü TBMM kendisine hem “gazi ünvanı verdi, hem de rütbesini mareşalliğe yükseltti. Ayrıca, yine Cumhuriyet tarihimizin en uzun süreli Genelkurmay Başkanlığı’nı yapan da odur. Bu görevde tam 22 yıl kaldı.

Hep Büyük Görevlerin Adamı Oldu

Fevzi Çakmak, topçu albayı Çakmakoğlu Ali Bey’in oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Askeri okullarda öğrenim gördü. 1898’de kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Balkanlar’da gösterdiği başarı üzerine, sekiz yıllık görevden sonra albaylığa yükseldi. 1914 yılında general oldu. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale savunmasına katıldı. 1920 yılı başlarında Harbiye Nazırlığı yaptı.Bu görevdeyken Anadolu’ya askeri malzeme ve cephane göndermek suretiyle Milli Mücadele’yi desteklemeye başladı.

Daha sonra Harbiye Nazırlığı görevinden ayrılıp 1920 yılı nisan ayında Anadolu’ya geçti. Milli Mücadele’ye katıldı. İkinci İnönü zaferinin ardından orgeneralliğe yükseltildi. Sakarya zaferinden sonra ise mareşal oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk genelkurmay başkanı olarak 1944 yılına kadar bu görevde kaldı.

İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği ve olanca şiddetiyle sürdüğü yıllarda genelkurmay başkanı olarak çok önemli görevler üstlendi. Churchill ile İsmet İnönü’nün Adana’da yaptıkları görüşmeye katıldı. Gerek ordu içinde, gerekse halk arasında sınırsız bir sevgi uyandırdı.

Beykozluları Hiçbir Baskı Durdurmadı!

Bu büyük askerin hayatında bir süre oturduğu Beykoz’un gerçekten önemli bir yeri var. Çünkü, Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere bu evden yola çıktı.

Söylendiğine göre işgal kuvvetlerinden iki subay kendisini tutuklamak üzere Beykoz’daki eve geldiklerinde iki eliyle onları yakaladı ve kafalarını birbirine çarptı. Sonra da Anadolu’nun yolunu tuttu.

Zaten Beykoz, Milli Mücadele öncesindeki örgütlenme çalışmalarında en erken harekete geçen bölgelerden biriydi. Kurtuluş yolunda hayatlarını vermekten çekinmeyecek kişilerin bir araya gelmesi sonucu, çok hareketli günler yaşadı.

İşgal kuvvetlerinin baskıları, Rum çetelerinin zulümleri, Beykozluları yıldırmadı. Burada kurulan milli teşkilat her zorluğa karşın, çalışmalarını sürdürdü. Anadolu’ya pek çok vatanseverin geçirilişi ve cephane kaçırılışı Beykoz’dan ve Abraham Paşa Çiftliği yolu üzerinden yapıldı.

Eşiyle Yanyana Yatıyor

Mareşal Fevzi Çakmak, bütün tarihçilerin üzerinde birleştiği gibi, büyük bir askerdi. Tıpkı Mustafa Kemal gibi, bütün hayatı savaşlarda, cephelerde geçti.

Fevzi Çakmak, 1946 yılından sonra çok partili hayata geçişte bir ara Millet Partisi saflannda politikaya da atıldı. Bir dönem İstanbul milletvekilliği yaptı. 1950’de, İstanbul’da, Teşvikiye Sağlık Yurdu’nda yaşama veda etti. 74 yaşındaydı. Eşi Fatma Fitnat Hanım ile yanyana yattığı Eyüp Sultan Mezarlığı’nda toprağa verildi.


Büyük Asker

Şahikaydın ordumuzda

Büyük asker, büyük asker!

Yaşıyorsun duygumuzda

Büyük asker, büyük asker!

Pos bıyıklar, açık alın

Güzelliği mareşalin

Kırıldı mı hayat dalın?

Büyük asker, büyük asker!

Susan nedir: Bülbüller mi?

Solan nedir: Al güller mi?

Hiç büyükler ölürler mi?

Büyük asker, büyük asker!

Yeller adın söylemekte,

Diller tadın söylemekte,

Erkek kadın söylemekte:

Büyük asker, büyük asker!


Faruk Gürtunca, Hergün, 12 Nisan 1950


Beykoz Bülten Dergisi