Evlâtlarınıza, Torunlarınıza Bu Yazdıklarımı Okuyunuz

Saygın Okurlarım!

Hep yazıyor, hep söylüyorum.

Gözlüklüsü, sakallısı, Profu., feslisi, yalancısı, sahtekârı, Osmanlı torunu olmakla öğüneni, Atatürk’e ve yaptıklarına düşman olduğunu söylemek için ekranlara çıkanları, medeniyeti inkâr etmenin bir matah olduğunu sanan cahilleri, Atatürk şunu söyledi, Atatürk bunu dedi diye yalan yanlış sözüm ona bilgi verenleri ciddiye almayın. Okumayın. Kınayın.

Şimdi sizlerle gene Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Atatürk ile ilgili bir bilgiyi, bir belgeyi paylaşacağım.

Bu Cumhurbaşkanının bir özelliği var.

Ne söyledi ise yaptı. Ne yaptı ise kimse yıkamadı.

Muhteşem bir gün.

Ankara mutlu.

Gökyüzü Mustafa Kemâl’in gözleri gibi.

Çevre, yeşilden de yeşil.

Yoksulluk diz boyu. Ama hürriyet ve bağısızlık sevinci, bu yoksulluğu ve fakirliği bir toz bulutu gibi alıp götürmüş.

Varlıklıyı, yoksuldan ayıracak veriler henüz keşfedilmemiş.

Pırıl pırıl bir Türkiye.

Köylüsü Efendi.

Memuru Efendi.

Halkı Efendi.

Evet, 29 Ağustos 1924……………….

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Atatürk, Büyük Zafer’in İkinci Yıl dönümü ve Dumlupınar’da, Şehit Asker Anıtı’nın temel atma töreni nedeni ile Dumlupınar’da düzenlenecek olan törene katılmak üzere özel treni ile Ankara’dan hareket eder.

Yanın da kimler yoktur ki, Dışişleri Bakan Vekili, 1.66 boyunda İsmet (İnönü), Genel Kurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Milli Savunma Bakanı Kâzım (Özalp),Milli Eğitim Bakanı Vasıf (Çınar), Bayındırlık Bakanı Süleyman Sırrı, Yaver Rusuhi, Salih (Bozok), Kılıç Ali Beyler, Uşşakizade Lâtife.

Konukları Dumlupınar’a götürecek özel tren, 29/30 Ağustos 1924 gecesi saat 1.30’da Eskişehir’e gelir. Burada, Kolordu Kumandanı Kemâllettin Sami Paşa’da konvoya katılır.

Sabah saat 6’da Afyon İstasyonu’na geldikleri zaman yer yerinden oynuyordu. Yer de halk, gökte uçaklar bu benzersiz insanı sevgi ile kucaklıyordu.

Cumhurbaşkanı ve beraberlerindekiler burada bir saat kaldıktan sonra öğleyin Dumlupınar’a geldiler.

Törenin yapılacağı Çaltı Tepeye çadırlar kurulmuştu. Kısa bir dinlenceden sonra hep beraber törenin yapılacağı alana geldiler.

Gazi temele ilk harcı koyduktan sonra hazırlanan kürsüye çıkarak özetle şunları söyledi:

– Hiç şüphe etmemeli ki, yeni Türk Devletinin, genç Türkiye Cumhuriyetinin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandı. Bu alanda akan Türk kanı, bu gök yüzünde uçuşan şehit ruhları, Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi kurucularıdırlar.Burada esasını koyduğumuz “Şehit Asker” anıtı işte o ruhları, o ruhlarla birlikte gazi arkadaşlarını, fedakâr ve kahraman Türk milletini temsil edecektir.

Dedikten sonra mahşeri kalabalık arasında ki üniversiteli gençlere dönerek haykırırcasına şunları söyledi:

Gençler!

Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Sizler almakta olduğunuz terbiye ve irfan (Bilgi) ile insanlık meziyetinin (güzelliklerinin), vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en değerli temsilcileri olacaksınız.

Ey yükselen yeni nesil!

Gelecek sizindir!

Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl Atatürk “Şehit Asker”i selâmlayarak kürsüden inerken yer gök alkıştan inliyordu.

Saygın Okurlarım!

Bu gerçekleri sizler okuyasınız diye yazmadım. Çünkü sizler bilgi birikimleriniz ile bunları biliyorsunuz.

O zaman neden yazdım?

Evlâtlarınıza, torunlarınıza yukarıda yazdıklarımı okuyunuz. Onların okumalarını sağlayınız.

Bir İsviçre atasözü ile yazıma son veriyorum.

“Bir el toplar, iki el kucaklar”

Siz saygın okurlarıma her zaman ki sevgim, saygım ile.


Eriş Ülger
11 01 2018