Engin Ardıç’ın ‘Atatürk Osmanlı Paşa’sıydı?’ Sözüne Cevap

Engin Ardıç! Diyorsunuz ki:

“Hani şu nefret kustukları Osmanlı İmparatorluğu vardı ya, onun ordusunda subaydı.

1919 yılında ordudan istifa edene kadar bir Osmanlı subayıydı.

Hadi kim hayır diyecekse desin de alnını karışlayayım.”

Ardıç!

Önce bilgi sahibi olacaksınız sonra hüküm vereceksiniz.

Mustafa Kemal asla ve asla “Bir Osmanlı Paşası” değildi. Ve hiçbir zaman da “Ben Osmanlı Paşasıyım” dememiştir. Daima Ben ”Türküm” demiş ve bununla da öğünmüştür. Ayrıca ayrıca Mustafa Kemal, Paşa olmuşsa Padişah Efendinizin veya sizin düşünce yapınızdakilerin sayenizde değil, savaş alanlarında ki benzersiz mücadelelerin ve zaferlerin sonucunda Paşalığa yükselmiştir.

Osmanlı Paşası olduğu iddianıza gelince. Bu iddianız sadece bir fantezidir.

Neden?

Mustafa Kemal, Osmanlının Paşa’sı olmayı kendisi mi seçmiştir ve istemiştir?

Siz istediğiniz anne ve babadan mı oldunuz?

Sizin anne ve babanızı seçme hakkınız mı var dı?

Vardı da, niçin Kraliçe Elizabet’in oğlu olmadınız?

Bilmiyorum hangi dinden olduğunuzu ama dininizi siz kendiniz mi seçtiniz?

Hristiyansanız, niye İslamiyeti seçmediniz? Veya aksi. Böyle bir seçme hakkınız vardı da niye kullanmadınız?

Şayet anne ve babanızdan şikayetçi iseniz, seçme olanağınız olmadan nüfusunuza işlenen dininizden memnun değilseniz neden bunlardan kurtulmanın yollarını aramıyorsunuz?

Mustafa Kemal mi Osmanlının üniformasını üzerinde taşımak istemiştir?

Mustafa Kemal mi Osmanlı Paşa’sı olmayı tercih etmiştir?

Yoksa seçme hakkı olmadığı için mi o üniformayı taşımak ve mevcudun Paşa’sı olmak zorunda kalmıştır?

Ardıç Efendi!

Bilin ki, Mustafa Kemâl’in, o üniformayı taşıdığı günler içinde, utançla ve üzülerek taşıdığı pek çok günler olmuştur.

Unutulmasın ki, Mustafa Kemâl Samsun’a çıktıktan tam 52 gün sonra, üstünde 37 sene bir yük gibi taşıdığı Osmanlı üniformasını, bu gün yere göğe konamayan vatan haini Vahdettin’in verdiği madalyalarla birlikte Erzurum’dan, İstanbul’daki hainin yüzüne fırlatmıştır.

İlk defa yazdığım bir yazının altına “Saygılarımla” demiyorum.

Benim açımdan saygı duyulacak bir kimse olmadığınız için.

Dr. Y.Mimar/Müh.
Eriş Ülger