Diyorlar ki: ‘Niye seveyim Atatürk’ü? Sevmek zorunda mıyım?’
Niye seveyim ki Atatürk’ü? Sevmek zorunda mıyım? 600 sene önce, Roma’nın zulm ve vergilerinden kurtulmak için Türk yönetimi bize cazip gelmişti. 100 yıl önceye kadar, Osmanlı yönetiminde rahatça kiliseye giderdik, mahkemelerimiz farklıydı, iş yerlerimize kendi bayraklarımızı asabiliyorduk, kendi dilimizde eğitim görür, kendi dilimizde eğlenir ve bankaları, limanları, ticareti bizler yönetirdik. Türkler ise, çoğunluğu okuma bilmeyen, bağ, bahçe, tarla, taşıma işinde bizlerin işlerini gören 2. hatta 3. sınıf vatandaş gibiydi. Sadece İstanbul’da bulunan nüfusun yarısından fazlası ecnebiydi ve kalan Müslüman nüfusun çoğu Türk bile değildi. Kullandığımız Osmanlı parasıydı ama üzerinde Fransızca, Ermenice, Yunanca vb ibarelerimiz vardı. Ordu, Osmanlı ordusuydu fakat komutanları ecnebiydi, bizdendi. Orduda cerahor, martolos, voynuk gibi Müslüman olmayan asker ihtiyacını biz temin ederdik. İngiltere’yle dost olan Osmanlı, 1914’de Almanya’ya güvenerek Avrupa’ya savaş açtı ve kaybetti… Zaten Almanya kazansaydı ne olacaktı ? Almanya’nın kolonisi olacaktı Türkiye. Bu hata iyi değerlendirilmeliydi! Bütün belgeler, kararnameler, Paris Barış Konferansında hazırdı. Tazminat yetmez! Artık yönetim ve Anadolu Türklerden alınmalıydı! Fakat bunu bir türlü kabul etmeyen bir takım eli silahlı Türkler; İzmir, Samsun, Antalya vb bölgelerde huzurumuzu bozuyordu. Anlaşılan oydu ki bizlere rahat vermeyeceklerdi. Bunu mazeret gösterdik ve asker çıkarmaya karar verildi. Önce İstanbul, sonra İzmir, Çanakkale, Samsun, Konya derken, yüzyıllar sonra ilk defa kendi devletimize kavuşacağımıza, kendi devletimize vergi vereceğimize inanmıştık. Sevinç içinde karşıladık işgal askerlerini.. Karşımızda ordu bile yoktu. 1 yıl önce Mondros ile Osmanlı ordusu teslim olmuş, silah bırakmıştı. Fakat Atatürk, bütün şehirlerden sözü geçenlerle bir olup, Türklerin yeni bir ordu kurmasını sağladı. Bizim olan Anadolu, yine elimizden alındı! Sonra Cumhuriyet kuruldu. Ne kadar misyoner okulumuz varsa kapatıldı. Türk olmayan hiç kimse, devlet kademelerine alınmadı. Türkler okumaya başlamış, kendi kendilerine üretim yapar olmuştu. Bayrağımızı asamaz olmuştuk. Neden seveyim şu durumda Atatürk’ü? Keşke yunan galip gelseydi.. Okuma bile bilmeyen Türklerin önderi olmuş birini neden seveyim? Elbette Türkleri, Atatürk’ün mirasından ve milliyetçi his ve politikalarından koparmak için çabalayacağım..vs..vs..vs.
Emin olun, Atatürk düşmanları, bitmeyen ırkçı nefretler ile böyle diyorlardır emin olun.. Madem öyle yabancılar niye seviyor Atatürk’ü diye soran olabilir.. Doğru, Atatürk’ü sevmek için Türk olmak şart değil, fakat doğru gözle tarihe bakabilmek şart.. Fotoğraf 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u işgal eden İngiliz askerlerinin bir fotoğrafıdır…O askerlere değil de, o askerleri bu topraklardan atana küfür ederler…
E. Özel