Cumhuriyet Fikri Adana’da Doğdu! (9/10)

Bu çetin bir soruydu. Adana eşrafından ziyafette hazır bulu­nanlar, gençler, köylüler dikkat kesilmişti. Öncekiler neyse ne ama, bu soruya cevap vermek cid­den zordu. Ramazan Ağa, ya bu defa çam devirirse!.. Herkes sus­muş, bu noktada birleşmişti. Ku­laklar kabarmış, herkesin yüzhatları gerilmişti. Ramazan Ağa:

«Es­ki devir mi iyi idi, bugünkü devir mi?» sorusuna ne cevap vermeliy­di ki, yüzü gibi, Mustafa Kemal’­in kalbi de güleydi. Ramazan Ağa lâf altında kalan adam değildi ama, Mustafa Kemal’in bu sorusu yamandı.

«- Eski devir mi iyi idi, bu­ günkü devir mi?»

«YENİ DEVRİN BAŞI SEN DEĞİL MİSİN?»

Ramazan Ağa okuryazar de­ğildi ama, zeki adamdı. Aklı ba­şında köylüydü. Düşünce ve duy­gularını açıkça ortaya döküverdi. Bu çetin imtihanı da başarıyla ve­ren Ramazan Ağa şunları söylü­yordu:

«- Eski devir dediğin hangi­si? Padişahlık mı? Ayıp ettin Pa­şa… Eski devirde Padişah’ın yüzü­nü görmez, eşini bilmezdik. Padi­şah adını ağzımıza alırken besme­le çekerdik. Yeni devrin başı, yâni benim anlayışımla, yeni devrin Padişahı sen değil misin? Bak, ne güzel! Yan yana oturuyor, konuşuyor, dertleşiyoruz. Bir sofradan yiyoruz. Bundan iyi devir mi olur? Doğrusu, eski devir mi iyiy­di sözünü kınadım, ayıp ettin Pa­şa!..»

Adana’da bulduğumuz Atatürk’e ait fevkalâde güzel bir büst. Bu porselen büstün kaidesinde «Gazi Müşir Mustafa Kemal Paşa Hazretleri» yazılıdır. Adana Kız Lisesi Müdürü Sacit İpekçioğlu’nun özel arşivinde saklı bulunan büst, Türkiye – Fransa an­laşmasından sonra, bu anlaşmayı Fransa adına imzalamış olan büyük devlet adamı müteveffa Franklin Bulyon’un aracılığı ile Paris’te bir Fransız sanatkâr tarafından yapılmış, Türkiye’ye ancak 27 adet gön­derilmişti. Büst 1926 yılında Çankaya’yı ziyaret sırasında Sacit İpekçioğlu’na armağan edilmiştir. Atatürk’ün o günkü simasını bütün hatlarıyla, tıpkı natürel bir fotoğraf sadakatiyle canlandıran bu por­selen büstün maddî değeri bugün ölçülememektedir. Büstteki gözler şimdiye kadar hiçbir büst ve heykel­ de görülmemiş derecede, sanki fotoğrafmış gibi canlı ve mükemmeldir.

Ramazan Ağa bu son derece önemli ve hazine değerindeki ce­vabını şu sözlerle bitirdi:

«- Seni başımıza Allah gön­derdi. Biz artık yeni devrin adam­larıyız. Senin yolundan gideceğiz! Elbette bugünkü devir iyidir.»

Aman Allahım, Türkocağı sa­lonunu öyle bir alkış sarstı ki, bu alkış değil, sanki tufandı. Bi­na çürük bir yapı olsa, bu alkış tufanını kaldıramaz, çökerdi. Ra­mazan Ağa’nın cevabı o derece olumlu idi ki, Gazi Mustafa Ke­mal’in ruhunda yeniden çağlayan­lar yaratmıştı. Başkumandanlık ve Büyük Millet Meclisi Hükümeti Başkanlık vakarını genç bir Ma­reşalin bütün olgun jestleriyle ko­ruyan Mustafa Kemal, Ramazan Ağa’nın bu cevabı karşısında se­vinçten uçuyordu. Gazi’nin ruhun­da saklı Cumhuriyet düşüncesine Adana köylüsü, Adana gençliği, Adana halk ve esnaf temsilcileri adına Ramazan Ağa’nın verdiği bu cevap karşısında elbette se­vinç duyulurdu. Bu fikir, düşünce ve ruh birliği sırf Mustafa Kemal Paşa’yı değil, sofrada ve salonda kim varsa, hepsini sevince boğ­muştu. Gündüz Ferit Celâl Bey, ge­ce Ramazan Ağa tasavvurun çok üstünde konuşmalar yaparak, Gazi Mustafa Kemal’e yeni inkılâp ufukları açıyorlardı. Mustafa Ke­mal Atatürk Adana’da, Adana’lıların yüreğinde sonsuz bir cesa­ret kaynağı bulmuştu.

CUMHURİYET FİKRİ ARTIK OLUŞMUŞTU

Ramazan Ağa da, o ak saka­lıyla, sevinç çağlayanına kapıl­mış, salonu dolduran ferahlatıcı havayı bol bol teneffüs ediyordu. Bunca alkış; «Yaşa Ramazan Ağa, aferin Ramazan Ağa, hepimizin yüzünü ağarttın Ramazan Ağa!» sesleri yeni devir fikrinin bütün Adana’lılarca tasvip gördüğünü gösteriyordu. Mustafa Kemal mütehassisti. Belki ilk kez bu derece neşeli bir gece yaşıyordu. Ramazan Ağa’nın bir şeyler daha söylemesi­ni istediği belliydi. Ramazan Ağa’da da aynı istek uyanmıştı. O da keyifliydi. Kendini tutamadı… Doğruldu… Sözlerine söz kattı:


9. Bölümün Sonu >>> Devamını okumak için tıklayınız