Cumhuriyet Fikri Adana’da Doğdu! (3/10)
Saat 16.00. Gazi Mustafa Kemal ve Lâtife Hanım gelmiş, yerlerine oturmuşlardı. Gazi’nin her hareketinde memnunluk okunuyordu. Gözlerinde parlayan ışık, sesinin ahenginde dalgalanan mutluluk dikkatten kaçmıyordu. Bir an, bütün gözler Gazi Paşa’yı, Lâtife Mustafa Kemal Hanım’ı selâmlayan, sonra önünde duran bir gencin üzerinde toplandı. Bu genç Adana Türkocağı sekreteri ve Yeniadana Gazetesi başyazarı Ferit Celâl (*) idi.
FERİT CELÂL ZAFERİ HALK İNKILABI DİYE NİTELİYOR, ÖVÜYOR!
Ferit Celâl birden ateş kesilmişti.
– Gazi Paşa Hazretleri!

Hitabı ile Adana Gençliği adına konuşmaya başlamıştı. Ferit Celâl’in konuşmaya başlaması ile beraber, bütün yürekler bir atıyor, bütün nabızlar bir çarpıyordu. Çünkü, Ferit Celâl bu konuşmasında Mustafa Kemal’in başardığı Anadolu Zaferini «halk inkılabı» olarak niteliyor, bu zaferi tarihin hiç bir hâdisesiyle mukayese edilemeyecek yücelikte tasvir ediyordu. Padişahın, hilâfetin, sarayın yaşadığı devirle birlikte artık tarihe gömüldüğünü, yerine Mustafa Kemal Türkiyesinin doğduğunu müjdeliyor, bunu daha bir çok inkılapların izleyeceğini belirtiyordu.
BÜYÜK DÜŞMAN: KİŞİ SALTANATI!
Ferit Celâl sözlerine şunları ekliyordu:
– «Senin izinde, senin emrinde, halk saltanatına, halk saadetine giden senin yolundayız Gazi Paşa Hazretleri. Cehlin iğrenç yüzü ile sefaletin soluk çehresine karşı mücadeleye kararlıyız. En büyük düşman şahsî saltanat, en büyük düşman cehl, en büyük düşman iktisadî esarettir. Şimdi bu düşmanlara karşı mücadelemiz başlıyor».
GENÇLİĞİN ASİL KANI İRTİCÂI BOĞACAKTIR!
Anadolu zaferini ve Mustafa Kemal Türkiyesi’nin mutlu doğuşunu daha bazı inkılapların takip edeceğini söyleyen Ferit Celâl’in şu sözleri de Mustafa Kemal’i ziyadesiyle duygulandırmıştı:

– «Allah şahit olsun. Millî Hakimiyet tehlikeye düştüğü gün, vatan tekrar fedakârlık istediği gün, irtica baş kaldırdığı gün, icap ederse hayatımızı feda etmekten asla çekinmeyeceğiz! Kara kuvvetler biz gençlerin cesetleri üstünden geçse bile, hayat bulamayacaktır. Gençliğin asil kanı onları boğmaya kâfi gelecektir. Millet yaşasın, milletin kalbi olan siz yaşayınız!»
ADANALILAR VE GAZİ
Ferit Celâl’in bu ateşli konuşması Türkocağı salonunu sürekli alkışa boğdu. Bu, alkıştan ziyade tıpkı bir sağanaktı. Ferit Celâl’in konuşması Mustafa Kemal’i son derece sarmıştı. Millî Mücadele ve Anadolu Zaferinden hemen sonra yaptığı Adana gezisinde, ilk defa, bir genç Mustafa Kemal’in karşısına çıkarak Padişahı, hilâfeti, sarayı mazinin karanlık sayfaları olarak çeviriyor, cehl ile, irticâ ile savaşarak gerekirse can vereceklerini sözlerine katıyor, inkılabı hararetle savunuyordu. Gazi Mustafa Kemal de, Lâtife Hanımefendi de derin takdir duyguları ve hayranlık içindeydiler. Demek, Adana bu derece cevherli, imanlı, ülkücü, bu derece inkılap taraflısı vatansever gençlere sahipti.
FERİT CELÂL GAZİ PAŞA’NIN DÜŞÜNCE ÂLEMİNE GİRMİŞTİ
Ferit Celâl çok esaslı noktalardan Mustafa Kemal’i etkilemişti. O’nun düşünce âlemine girmiş, irticâa, cehle, iktisadî esarete, milli duygularla kükremiş, güven veren bir sesle kara kuvvetleri yere çalmıştı. Millî hakimiyete düşman zümrelere karşı mücadeleye hazır ve kararlıyız diye Adana adına Millî Mücadele sesiyle haykırmıştı. Bu ne şâhâne bir konuşmaydı. Gerek Gazi Mustafa Kemal, gerek Lâtife Mustafa Kemal bu şâhâne konuşma ile ortaya konulan fikir ve görüşler, kararlar, ileri zihniyet karşısında nasıl olur da derin takdir duyguları ve hayranlık içinde kalmamış olabilirdi!
GAZİ MİLLÎ SİHRİN TESHİRİNDE KALMIŞTI
Anadolu İstiklâl Savaşından muzaffer olarak çıkmış Başkumandan ve Büyük Millet Meclisi Hükümeti Başkanı Mareşal Mustafa Kemal Adana’da teshir olmuştu. Millî sihrin teshirinde kalmıştı. Mustafa Kemal Adana’da karşılaştığı bu şâhâne konuşmaya, şâhâne bir cevap ile coşacaktı. Ben inanıyorum ki, Mustafa Kemal Atatürk istikbali gençlere emanet eden tarihî nutkunu yazarken Adana Gençliği’nin etkisinde kalmış, aradığı, düşündüğü îmanlı kütleyi Adana’da bulmuştu. Bu Kuva-yi Milliyeci gençlik, dâvaya ve inkılaplara bağlı bu Kemalist kütle büyük fikrin beşiği Adana’da doğmuş, Gazi’yi daha ileri atılanlara teşvik ederek Cumhuriyet düşüncesini ilham etmişti.
3. Bölümün Sonu >>> Devamını okumak için tıklayınız