Atatürk'e Dair Görsel Ve Yazılı Arşiv
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması üzerine Padişah VI. Mehmet Vahdettin 14 Ekim 1918’de Talat Paşa’yı Sadrazamlıktan (Başbakanlıktan) alarak
1918 Yılının 30 Ekim’inde Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada, VII. Ordu Halep’in kuzeyinde bulunmaktadır. Mütareke olunca Liman Von Sanders’in görevi biter
Mustafa Kemal Paşa Suriye’ye gider. Bu bölgede durum çok kötüdür. Bıraktığından bu yana ordu gerilemiş, Kudüs kaybedilmiş, askerin savaş gücü
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da yeni padişah ile üç defa görüşür. Önerilerini tekrarlar ve görev başında olan kişilerin hemen değiştirilmesi gerektiğini
Mustafa Kemal, Almanya dönüşünde İstanbul’a geldiğinde kendisinde bir rahatsızlık hissetmeye başladı. Onu muayene eden doktorlar sol böbreğinin rahatsız olduğunu söylerler.
Mustafa Kemal İstanbul’da bulunduğu sırada, veliaht Vahdettin’in Almanya’ya yapacağı resmî geziye onun da katılması istenmiştir. Vahdettin, bu gezi ile Alman
Mustafa Kemal Paşa ile Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan Alman Generali Falkenhayn arasında anlaşmazlıklar mevcuttur. Çünkü Mustafa Kemal onun plânladığı
Bir süre sonra, Mustafa Kemal Paşa, Hicaz’ı kurtarmak amacıyla Hicaz Kuvve-i Seferiye Komutanlığı’na getirilir (17 Şubat 1917). Fakat o bu görevi
Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere ve Fransa, çökmek üzere olan yorgun, bitkin Osmanlı İmparatorluğu’na son ve kesin darbeyi vurup, onu savaş
Mustafa Kemal, Sofya’da ataşemiliter iken 28 Temmuz 1914’de Birinci Dünya Savaşı başladı. O, bu savaşın gelişimini yakından takip ediyor ve
Sofya’ya askeri ateşe olarak atanan Mustafa Kemal, bu göreve istemeyerek gider. Çünkü bu görev onu İstanbul’dan uzaklaştırmak için bulunmuş süslü
Mustafa Kemal, İstanbul’da Genelkurmay Başkanlığı’ndaki görevine başladıktan kısa bir süre sonra üzücü bir haberle karşılaşır. İtalya, o dönemde Osmanlı Devleti’nin
Mustafa Kemal, rahatsızlığı nedeniyle Anafartalar Grubu Komutanlığı’nı Mirliva (Tuğgeneral) Fevzi Paşa’ya (Fevzi Çakmak) bırakarak 10 Aralık 1915’te cepheden ayrıldı. Bu
Mustafa Kemal, toplumun diğer kurumları gibi düzeltilmesini zorunlu gördüğü ordunun yüksek bilgili subaylarla güçleneceğine inanıyordu. Subayların bilgilerini arttırmak ve yeni
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesinde olan Mustafa Kemal, Selânik’te 3. Ordunun Subay Talimgâhı Komutanlığı görevini yürütürken gösterdiği başarı ile herkesin övgüsünü
1908 Meşrutiyetine karşı, ilk ayaklanma İstanbul’da 13 Nisan 1909’da (Rumî Takvime göre 31 Mart 1325) oldu. Hem de, Meşrutiyeti korumak
Mustafa Kemal, bir tatbikatı denetlemek üzere gelen ordu kurmay başkanının karargâhındaki kurmay subaylardan birisidir ve yüzbaşı rütbesindedir. Kitapta tatbikatlar sırasında
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılan Mustafa Kemal, bu cemiyetin gelişmesi ve güçlenmesi için büyük çaba harcıyordu. O’nun gerek kişiliği ve
Mustafa Kemal bu ilk kıt’a yaşantısında, ileride çok yararlanacağı değerli deneyimler kazanmıştır. Devlet yönetimindeki kötülükleri, ordunun eğitimindeki eksiklikleri, halkın kötü
Bir Kumandan ancak sorumluluğu üstlenmek sayesinde büyük işler görebilir… Ordu ne kadar önemli ise, onun başına getirilecek olan millî başkumandan dahi
