Düşünerek Biçimlendirilmiş Bir Yaşam: Nuri Demirağ
Yaşamımızın bir anlamı var mı? Yaşamımıza bir anlam vermeli miyiz? Yoksa bunları hiç düşünmeden, günlük savaşım ya da zevk içinde
Yazının Tamamı
Sivas Divriği’de, 1886 yılında doğdu. 1889 yılında, babası Yargıç Ömer Bey attan düşerek öldü. Kardeşi Abdurrahman Naci Bey doğdu. 1903 yılında, 17 yaşındayken, Ziraat Bankası’nın açtığı sınavda başarı göstererek Ziraat Bankası Kangal Şubesinde işe girdi. 1904 yılında, Koçgiri şubesine atandı. 1909 yılında, büyük kıtlık baş gösterince depolarda terk edilen tahılı kişisel inisiyatifini kullanarak halka uygun ederle sattı. Hakkında soruşturma açıldı. Gerçek ortaya çıkınca ödüllendirildi. 1910 yılında, Maliye Bakanlığı’nın açıtığı sınavı kazandı. İstanbul’a atandı. Beyoğlu varidat memuru oldu. Taksim Kışlası ve Talimhane’nin Fransızlar’a verilmesini engelledi. Hasköy Mal Müdürlüğü’ne getirildi. Maliye Mekteb-i Alisi’nde gece derslerine katılarak yüksek öğrenimini yaptı. 1918 yılında, Maliye’nin Tatavla Şubesi’ni denetlerken işgalcilerin hakaretine uğradı. Memurluktan istifa etti. Yabancıların tekelinde olan sigara kağıdı işine girdi. İlk Türk sigara kağıdı yapımını başlattı. Ürettiği sigara kağıdına “Türk Zaferi” adını verdi. 1920 yılında, Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin Maçka Şubesi’nin yöneticisi oldu. Cumhuriyet’in ilanından sonra, Fransızlar üstlendikleri demiryolu yapımını bırakınca 24 Mart 1926 tarihinde kardeşini memurluktan ayırarak bu işi üstlendi. 1931 yılında, Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak boğaz köprüsü projesini yaptı. Amerika’dan uzmanlar getirtti. 4 yıl süren araştırmalarının sonucunda hazırladığı projeyi Salih Bozok, Atatürk’e götürdü. Atatürk çok beğendi. Hükümete gönderdi. Hükümet reddetti. Yıldız Sarayı önündeki yıkık tarihi çeşmeyi yeniden ayağa kaldırdı. Bu geleneğini yıllarca sürdürdü. Toplam 43 çeşme yaptırdı. 1933 yılında, Divriği’ye enerji sağlama planlarını yaparken (1966 yılında ele alınan) Keban Barajı projesini ilk kez dile getirdi. Bursa’da Sümerbank Merinos Fabrikası’nın yapımına başladı. 1934 yılında, yabancıların tekel oluşturarak çimentoyu 33 Liraya satmaya başladıklarını görünce çimento fabrikası kurmak istedi. 13 Lira’ya satmayı önerdiği halde fabrika kurmasına izin verilmedi. Atatürk ona ve kardeşine Demirağ soyadını verdi. Yapımcısı olduğu İzmit Seka Kağıt Fabrikası’nın temeli atıldı. İstanbul hal binası inşaatlarının yapımını üstlendi, kısa sürede tamamladı. 17 Eylül 1936 tarihinde, Beşiktaş Nuri Demirağ Uçak Atölyesi’nin temeli atıldı. Divriği’de yapılacak olan fabrika için çalışmalara başladı. 150 yataklı öğrenci yurdu yaptırdı. 1937 yılında, Karabük’te demir çelik fabrikasının yapımına başladı. Piraye Hanım ile evlenen Nâzım Hikmet’e evini açtı. Geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz üvey oğlu Memet Fuat’la birlikte bu evde yaşamalarına yardımcı oldu. 1938 yılında, Erzincan’da deprem olunca evdeki tüm giyecek ve yiyecekleri yanına alıp Erzincan’a koştu. Bölgeye varan ilk yardım ekibi onundu. Türk Hava Kurumu, 65 uçak satın almak için sipariş verdi. Türk Hava Kurumu Nuri Demirağ’a verdiği uçak siparişini iptal etti. Olay mahkemeye yansıdı. İki ayrı bilirkişinin olumlu rapor yazmasına karşın THK uçakları almadı. 27-28 Aralık 1939 tarihinde Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi Erzincan’da yaşandı. 5 Ocak 1940 tarihinde Nuri Demirağ kurtarma çalışmalarına katıldı. Depremde evlerini yitirenlere prefabrik evler yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde bir uçak mühendisliği bölümünün açılması için öncülük etti. Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirdi. 6 Temmuz 1941 tarihinde ilk uçuşunu pilot olarak yetiştirdiği oğlu Galip Demirağ’ın kullandığı uçakta yaptı. 1942 yılında, yapımcılığını üstlendiği Sivas Çimento Fabrikası hizmete girdi. Mısır ve Buda valiliği yapan Divriğili Melek İbrahim Paşa’nın Edirne’de bulunan ve yok olma tehlikesi içindeki mezarını koruma altına aldırıp yeniden düzenletti. Hükümetten gereken desteği alamayan Nuri Demirağ’ın Divriği’de yapmayı planladığı Gök Üniversitesi, 100.000 kişilik sanayi kenti, örnek köy projeleri kağıt üstünde kaldı. 1944 yılında, Nuri Demirağ’a ait uçak pisti, fabrika ve etüd merkezinin bulunduğu alan istimlak edildi. Ürettiği Nu D. 38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü. Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. 25 Ekim 1944 tarihinde, İstanbul’dan Ankara’ya ilk deneme uçuşunu yaptı. 8 Temmuz 1945 tarihinde siyasete atıldı. Milli Kalkınma Partisi’ni kurdu. Türkiye’nin çok partili yaşama geçişini başlattı. 1946 yılında, seçimlere katıldı. Ancak başarı gösteremedi. MKP’nin basın tarafından engellendiğini düşünen Demirağ, bir matbaa kurarak 100 bin satacak bir gazete planladı. 1947 yılında, Ziya Şakir, “Nuri Demirağ Kimdir?” adlı kitabını yayımladı. 1948 yılında Milli Kalkınma Partisi’nin propagandası için bir radyo istasyonu kurmak istedi. İzin verilmedi. 1951 yılında, evsiz ve açıkta kalan Neyzen Tevfik’e ev verdi. Amerika ve Kanada’ya gitti. Türk Amerikan Dostluk Derneği’nde bir konuşma yaptı. Dönüşünde, 30 Mayıs 1945 tarihinde, MKP’yi toplayarak Amerika ve Kanada izlenimlerini anlatarak “Amerikan iş adamları ve sermayedarları işbirliği yapabilmek için karşılarında oldukça dürüst ve çalışkan yüksek niteliklere sahip Türk iş adamlarını görmek istiyorlar” diyerek Türk Amerikan ilişkilerinde ekonomik ve ticari boyutun ağırlıklı olmasını istedi. 1952 yılında, Pakistan’da yapılan İslam Kongresi’ne Türkiye’yi temsilen katıldı. Demokrat Parti listesinden milletvekili oldu (1954). “Makam ve memuriyet güçlerini kötüye kullanarak kamu düzenini çiğneyen ve genel ahlakı bozanlar hakkında cezai yaptırım uygulanmasını” isteyen yasa önerisini meclise sundu. Çölleşme, tarım ve hayvancılıkta gerileme, enerji, barajlar, köprüler, limanlar, körfezler, uluslararası işbirliği ve dayanışmalar meclis kürsüsünden ulusun temsilcilerine aktarmaya çalıştığı gerçeklerden kimileriydi. 1957 yılında, mecliste kötü gidişi ağır bir dille eleştiren tarihi bir konuşma yaptı. Çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliğinin ve uçurumun kapatılmasını isteyen yasa teklifini sundu. Nuri Demirağ, 1957 yılında İstanbul’da öldü.
Yaşamımızın bir anlamı var mı? Yaşamımıza bir anlam vermeli miyiz? Yoksa bunları hiç düşünmeden, günlük savaşım ya da zevk içinde
Yazının Tamamı1923 yılında daha Cumhuriyet ilan edilmeden Mustafa Kemal, İzmit’te gazetecilerle görüşürken onlara “Kasabalarda, kentlerde iş adamları vardır. Fakat köylü sınıfı
Yazının Tamamı