Bu Gördüğümüz Sadece Bir Fotoğraf Değildir…

Bu gördüğümüz sadece bir fotoğraf değildir. Harf Devrimi sonrası İstanbul’da okul çocukları, 16-40 yaş herkesi millet mekteplerine çağırıyor. İnanç, dil, renk, köken ayrımı yapılmadan… Köylere kadar giden tellallar, davulcular, zurnalar eşliğinde bir millet okumaya çağrılıyor. İyi ama mektebe gelemeyenler hali nice idi? Telaş yoktu, başta Mustafa Kemal Paşa varsa, ”Seyyar Millet Mektepleri” ayaklarına kadar gider okuma öğretirdi. Peki parayı nereden bulurdu? Nutuk’un plak satışlarından, belediye yardımlarından, bağış ve cezalardan vs. Sonra ise bütçeler planlandı. Böyle böyle hem öğretmen maaşları ödenir hem silgi, defter, karatahta, kalem gibi masraflar karşılanırdı. Bir de ”blöf” yapardı Gazi Paşa. ”Mektepten diploma almayana iş yok!” denirdi. Gerçek değildi elbet; kıyabilir miydi halkına? Yerli gazeteler, ”Tarihin İlk İrfan Seberberliği Başlıyor”, ”Cehaletle Harp Başlıyor” başlıkları atarken; yabancılar bir başka hayran kalıyordu. Örneğin New York Times 3 Ocak 1929’da özetle, ”Türkiye’de, %90’ı okumaya ve yazmaya hazır bir genç nüfusla, 4 ay içinde okuryazar bir millet olunması planlandı. Biz çocuklarımız arasında okuryazarlık oranını 150 yılda yükseltebildik. Mustafa Kemal’in, Türkiye’yi okuryazar yapmak için gösterdiği ilgi bizde olsaydı, biz de davul çalardık.” diyordu. National Geographic ise ”Türkiye Okula Gidiyor” başlığı altında inanılmaz ifadeler kullandı: ”Kalem kılıçtan güçlüyse, Türkiye yeni zaferler kazanma yolundadır. Türkiye Cumhurbaşkanı, yeni Türk alfabesi uğrundaki savaşıyla; sultanların dili yabancı, basını yabancı, düşüncesi yabancı olan şehrini istila etti. Kullandığı silah, kılıç değil kalem.” diyordu. 1929 Dünya ekonomik buhranının tam ortasında milletini okutmaya çalışan bir Mustafa Kemal Paşa vardı. Bu gördüğümüz sadece bir fotoğraf değildir.