Bakınız Fırka Kumandanı Mustafa Kemal Ne Yapmış Çanakkale’de..
TSK arşivlerinden 105 yıllık bir belge. Özellikle son maddeye dikkat…

3 Mayıs 1915 tarihli tümen emri:
1) On günden beri icra eylediğimiz muharebat ile düşman ancak kendi donanmasının himayesinde sahilde ve dar bir mevkide taarruz etmeye mecbur edilmiştir.
2) Bütün muharebelerde gerek zabitanın ve gerekse efradın ibraz eylediği şecaat ve besalet, cidden bir misal-i şan-ı namus olacaktır.
3) Zabitan ve askerin karşımızdaki düşmanı (saat)bire kadar denize atabileceğine kanaat-i tammem vardır. Ancak askerin biraz dinlemesi için bundan sonra siper içinde tahassun eden düşmana siperle ilerlemek ve ancak müsaid an ve vaziyetlerde icab eden noktalara kısa atlamalarla yanaşmak suretini tatbik edeceğim. Bunun için evvela düşmanın her türlü teşebbüsatı taaruziyesini az kuvvet ve sühületle def edecek surette yerleşmiş bulunan hattan tahkimatı tezyid olunacaktır.
Saniyen her mıntıkada düşman cephesinde mühim ve şıfahen izah ve irae edilmiş olan noktalara hutût-ı takarrübiyee inşa ederek yanaşılacaktır. Buna sol cenah kuvvetleri hemen bu geceden itibaren başlayacaktır. Hutût-i takarrübiye ile düşman mevzini ıskat etmek için sarf edeceğimiz zaman düşmanın mühim kuva2yı imdadiyye alarak taarruza geçmesine müsaade edecek kadar olmayacak. Lazım geldiğinde mıntıka kumandanları bu hususta bütün gayretlerini sarf edeceklerdir. Hutût-i takarrübiye inşasında muavenet etmek üzere 19’uncu fırka istihkam bölüğü sol cenah mıntıkasına ve 2’inci bölüğü nısfı merkezde ve nısf-ı diğeri sağ cenah mıntıkasına tahsis edilmiştir.
4-Maa-haza her mıntıka ve hatta büyük küçük her cephe kumandanı, karşısında bulunan düşman siperlerine atılıp orada yerleşmek için zuhur eden birçok fırsatları katiyyen kaçırmayacaklardır.
5-Karşımızdaki düşmanı tamâmen mahvetmekden ibâret olan vazîfemizi îfâ için mâlik olduğumuz kuvvetlerden mâ-adâ(başka, gayri) kuvvet talep etmek, Kirte mıntıkasında ve vatanın dîger hudûdlarında cereyân eden muhârebeleri hâtırlamamaktan ileri gelebilir. Benimle berâber burada harb eden bil-cümle askerler kat’iyyen bilmelidir ki uhdemize tevdî’ edilen vazîfe-i nâmûs ve vatanı tamâmen îfâ etmek için bir adım geri gitmek yoktur. Bu sırada hâb ve istirâhat aramanın ve bu istirâhatten yalnız bizim değil bütün milletimizin ebediyyen mahrûm kalmasına sebebiyyet verebileceğini cümlenize hâtırlatırım. Bil-cümle arkadaşlarımın benimle hem-fikr olduklarına, düşmanı tamâmen denize dökmedikce yorgunluk âsârı(belirtisi) göstermeyeceklerine şüphe yoktur.”
19. Fırka Kumandanı Kaim-Makam Mustafa Kemâl
Demek ki düşman siperlerine olabildiğince az kuvvetle saldıran, askerinin dinlenmesine izin veren fakat istirahat aramanın, bir milletin kaderini etkileyeceğinin farkına varan, ‘‘Daha fazla kuvvet göndermeyin, vatanın diğer hudutlarında da savaş var, oraları da hatırlayın.” diyen bir Mustafa Kemal varmış 1915’te!