Atatürk’ün İçtiği Son Kahve (Telvesiyle)
Atatürk, 1938 yılının sonunda aramızdan ayrılmıştır ama özellikle son yıllarında Gazi’yi hemen hemen hiç yalnız bırakmayan ve gece sofralarının devamlı misafirlerinden olan yazar Falih Rıfkı Atay Çankaya adlı yapıtında şunları yazar:
“Gazi, 29 Ekim 1933 yani Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. Yılında hastaydı. Halsizliği gözle görülür bir hal almıştı. Sabahlara kadar süren sofra sohbetlerinin eski neşesi kalmamıştı. Hayatının hiçbir devresinde şikâyetçi olmamış bu sarışın adam gün be gün karşımızda eriyordu.”
Atatürk gençliğinden beri kahveyi hep çaya tercih etmiştir. Hem de şekersiz kahve. Ancak bu alışkanlık yokluğun eseridir. Çünkü o harp sıralarında şeker bulmak ve şekerli bir kahve içebilmek, çölde buz gibi bira içmeye benziyordu. Bu nedenle Paşa şekersiz kahveye artık alışmıştı.
7 Eylül 1938 günü Prof. Dr. Fiessinger’in Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ü muayene ettikten sonra Gazi Hazretleri’ne şöyle der:
“Ekselans, görüyorum ki, önerilerimi pek dikkate almıyorsunuz. Oysa sıhhatiniz her şeyden önemli. Sigarayı azaltmış olmanız çok memnuniyet verici ancak yanında lütfen kahve içmeyin. Şu anda sizin için bir fincan kahve bir kadeh alkolden daha tehlikeli. Lütfen kahve içme alışkanlığından vazgeçelim.“
“Tamam, Doktor, siz nasıl istiyorsanız öyle yapalım. Ama son kahvemi birlikte içmeyi teklif ediyorum size, ne dersiniz?“
Profesör, Atatürk’ün, istemeyerek de olsa hatırını kıramaz.
Cevap verir:
-Emriniz olur Ekselans.
Biraz sonra kahveler gelir, biri şekerli diğer şekersizdir. Gazi, Doktor’la karşılıklı kahvesini içer ve bu kahve Atatürk’ün hayata veda etmeden önce içtiği son kahvedir.
Doktor Saray’dan ayrıldıktan hemen sonra manevi kızı Sabiha Gökçen Hanım, nöbetçi Doktordan izin aldıktan sonra Paşa’nın odasına girer.
– Gel Sabiha, gel çocuk. Sana bir sır vereceğim.
– Emredin efendim.
– Şu masanın üstündeki kahve fincanını görüyor musun?
– Evet, Efendim.
– İşte o benim içtiğim son kahve. Profesör Fiessinger kahve içmemi kati surette yasakladı.
Daha sonra Sabiha Gökçen masanın üstündeki Atatürk’e ait kahve fincanını da alarak odadan çıkar.
Atmış beş yıl kahve fincanını telvesiyle muhafaza eder.
İşte fotoğrafını gördüğünüz kahve fincanı Atatürk’ün içtiği son kahvenin fincanıdır.
Eriş Ülger