Atatürk’ün Evlilik Sorunları
(Ferudun Nafiz Uzluk’tan)
Atatürk evlendiği zaman 42 yaşındadır. Karısı Latife Hanım ise 28-30 yaşlarında kadardır. Latife Hanım, geniş bir çevresi olan, İzmir’den Avrupa’ya gitmiş, orada okumuş, modern görüş ve düşüncede, çok güzel piyano çalan, evine dönük bir yaşam isteyen bir hanımefendidir. Fakat Ankara’da yalnızdır. Yakın dostu ve arkadaşı yoktur. O zamanın Ankara’sında ise ne gidilecek ne de gelinecek bir yer vardır. Latife Hanım’ın tek tanıdığı Atatürk’tür. Atatürk ise çok yoğun bir çalışma içindedir. Ne gecesi ne gündüzü; ne yemek saatleri ne uyku saatleri bellidir. Bazen sabahlara kadar masa başında arkadaşları ile çakşır. Ayrıca, Latife Hanım, Atatürk’ü herkesten ve arkadaşlarından bile kıskanır. Özellikle o sıralarda birçok yabancı hanım gazeteci Ata ile röportaj yapmaya gelir. Onun yanında resimler çektirmek isterler. Hatta resmini ve büstünü yapmaya gelen, birçok kadın sanatkâr vardır. Bazıları Ata’nın koluna girip resim çektirirler. Bu olaylardan Latife Hanım hiç hoşlanmaz. Fakat Atatürk, yine de Latife Hanım’a anlayış gösterir. Ona nasihatler eder. Ama bunların bile yetersiz olduğunu görünce, Abdülhalim Çelebi Efendi’den yardım rica eder.
Abdülhalim Çelebi Efendi, aynı zamanda Meclis ikinci başkanlarından biridir. Ailesiyle beraber Çankaya’da, Ata’ya yakın bir yerde oturmaktadır. Eşi de Latife Hanım’la ahbaplık etmektedir. Atatürk, Abdülhalim Efendi’den, bir beş çayına eşi ile Latife Hanım’ı ziyarete gitmesini ve ona biraz nasihat edip, yoğun çalışmalarından bahsetmesini ister. Abdülhalim Efendi ve eşi birkaç gün sonra Latife Hanım’ı ziyarete gidip, ona Ata’nın işlerinin yoğunluğundan, çalışmalarının çokluğundan uzun uzun bahsettikten sonra, “Hanımefendi,” derler, “siz büyük Atatürk’ü dilediğiniz gibi, istediğiniz gibi yönlendiremezsiniz. Çünkü o bir aslandır. Siz bir aslanla evli olduğunuzu unutmamalısınız. Aslana gem vurulabilir mi? Bunu kabulleneceksiniz. Aslan gem tutmaz,” diyerek konuşmalarını bağlar ve büyük Atatürk’ün kabına sığmayan, ölçüsüz çalışma ve enerjisini dile getirirler. Fakat bunların da hiçbirisinin etkisi olmamış 29 Ocak 1923’te kurulan evlilikleri, iki buçuk sene kadar sonra, 5 Ağustos 1925’te son bulmuştur. Evliliklerinin devam etmemesinde belli başlı bir sebep yoktur. En önemli sebep, birlikte geçirecekleri evlilik hayatı hakkındaki değişik beklenti ve yorumlarıdır.
Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar
Yazarı: Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul