Atatürk’ün Doğum Günleri
Atatürk’ün doğduğu tarih, yıllardan beri tartışma konusudur. Atatürk hakkında yazılmış eserlerin çoğu, O’nun doğum tarihini 1881 olarak gösterirler. Bazı kitaplarda bu tarih, 1880’dir. Atatürk’ün yakınları da bize kesin bir tarih verememişlerdir. Prof. Hikmet Bayur:
‘O, rumî 1286 yılında doğmuş olarak kayıtlı olduğuna göre, 1880 veya 1881’de doğmuş demektir..’ diyerek kesin bir tarih vermez (1).
Prof. Afet İnan, Atatürk’ün 1881 yılında doğduğunu, doğum gününün de bizzat Atatürk’ten işittiğine göre, Mayıs ayına rastladığını ifade eder (2).
Tarihçi Enver Behnan Şapolyo Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın ağzından şu sözleri kaydeder:
‘O zamandaki Hamidiye nüfus kayıtlarına gün ve ay yazılmaz, yalnız yıl yazılırdı. Ben oğlum Mustafa’yı, erbain soğukları devam ederken doğurdum. Bu doğum, benim aklımda kaldığına göre 23 Kânun-ı evvel 1296 tarihine düşmektedir…’
Sayın Şapolyo bu tarihin 23 Aralık 1880 olduğunu yazar (3).
Daha başkaları da konu üzerinde tartışır, fakat kesin bir tarih gösteremezler. Atatürk’ün doğum yılı ve günü, zaman geçtikçe, tarihçileri daha çok düşündürecektir. Belki ilerde ele geçecek bir belge konuyu aydınlığa çıkarabilecektir. Bundan ümit kesilmemelidir. Nitekim, Atatürk’ün Selânik’teki doğduğu evi, Atatürk’ün babası Ali Rıza efendinin yaptırdığını veya satın aldığını biliyorduk. Kitaplar da böyle yazardı. Son yıllarda, rahmetli Faik Reşit Unat’ın, Selânik tapu sicilleri arasında bulduğu bir belge ile, evin ancak 1908 yılında, Atatürk tarafından 50 altına satın alındığı meydana çıktı. Bu geniş araştırma daha geçen yıl yayınlandı (4).
Atatürk, sağlığında, doğum günü olarak, Samsun’a çıktığı 19 Mayıs gününü benimsemiş, bunu çeşitli vesilelerle ifade etmiştir. Hatta, Türkiye Millî Talebe Federasyonu, 19 Mayıs 1953’te bir bildiri yayınlayarak 19 Mayıs’ın ayrıca Atatürk’ün doğum günü olarak kutlanmasını Türk gençliğine duyurmuştur. Bizce Atatürk, üç kere doğan Atatürk’tür.
İlki Selânik’tedir. Milletin bir ferdi olarak dünyaya gelmiş, meslek hayatında parlak başarılarla kendisini yetiştirmiş, ikinci doğumuna hazırlanmıştır.
19 Mayıs 1919’da, Samsun’da bir güneş gibi bir kere daha dünyaya gelmiş, bu sefer bir fert olarak değil, millet olarak vatanın kurtuluşunda ve yeniden kuruluşunda görev almış, ileri, hamleci bir Türkiye yaratmıştır.
Atatürk’ün üçüncü doğumu, Onun hayata gözlerini kapamasıyla başlamıştır. Bu var olan, yaşayan Atatürk ideali ve gerçek Atatürkçülüktür. İkincisinin izinde ve gösterdiği ışıklı hedeflerde:
Çağdaş medeniyet seviyesinde yerini almış, hızla ilerleyen, demokrat, hür bir Türkiye, üçüncü doğumuyla Atatürk’ün ta kendisidir.
1) Atatürk’ün hayatı ve eseri, s: 7, Ankara 1963
2) Kemal Atatürk’ü anarken, s: 47, Ankara, 1956
3) Kemal Atatürk ve Milli Mücadele tarihi, İstanbul 1958
4) VI. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1967
Mehmet Önder