Atatürk’ün Azınlıklara Davranışı
Memleketimizde yıllardan beri çok sayıda azınhk bulunmuş ve bunlar Türklerle, bazı dönemler dışında, genellikle uyum içersinde yaşamışlardır. Osmanlı Devleti zamanında çoğu İstanbul’da olmak üzere, Ermeni, Rum ve Musevilerden çok kişi ticaretimizi ellerinde tutmuştur. Cumhuriyet’in ilanı günlerinde İstanbul’da azınlık olarak yaklaşık 250.000 kişi bulunuyordu. O zamanki İstanbul nüfusunun yaklaşık yarısına ulaşan bu nüfus, ticaretin hemen hemen yüzde doksanını ellerinde bulunduruyordu.
Bir devlet idaresinde, ırk ve din görüşleri üzerinde, vatandaşlık konusu ve memlekete faydalı olmak konusu Atatürk için önde gelen faktördü. Atatürk, milliyetçi bir karaktere sahipti, ancak onun görüşlerinde batı ülkeleri gibi olmak, batıya ve medeniyete yaklaşmak için en doğru yoldu. Bu nedenle, hangi kökten ve hangi dinden olursa olsun, bu memleketin gelişmesi için çalışanlar makbul kimselerdi. Bu görüşlerle Atatürk, Türkiye’de yaşayan bütün azınlık vatandaşlara ilgi göstermiş ve onları daima kanunların koruması altına almıştır. Cumhuriyet’in kuruluşunda ve ondan sonra azınlıklarla hiçbir sorun olmamıştır.
Azınlıklar arasında bulunan Ermeni, Rum ve Musevi vatandaşlarımızdan Meclis’te mebuslar bulunmasına önem vermiştir.
Taptas, Doktor Abravaya Marmaralı veya diğer bazıları, yıllarca Meclis’te çalışmışlar, ayrıca Atatürk’ün özel doktorluğunu yapmışlardı. Azınlıkların, dinlerine saygılı oldu ve kiliselerin sorunlarında kolaylık sağladı. Kendisinin çok güvendiği diş doktoru, Osmanlı sarayının diş doktorluğunu da yapmış, padişah tarafından bahriye binbaşılığı rütbesiyle kıdemlendirilmiş olan Doktor Sami Günsberg’di. Doktor Sami, mesleğinde çok kabiliyetli ve bilgili bir Musevi vatandaşımızdı. İsmet Paşa’nın, benim ve diğer devlet kademelerinde görevli bazı arkadaşlarımızın diş doktorluğunu da yapıyordu.
Atatürk, Hitler ve Musolini’nin yürüttüğü katı milliyetçi rejimler zamanında, Özellikle Almanya’dan kaçmak zorunda kalan değerli bilim adamlarına Türkiye’nin kapılarını açmakla, hem bir insanlık örneği göstermiş, hem de üniversitelerimize senelerce hizmet eden değerli bilim adamları kazandırmıştı.
Atatürk’ün Türk milliyetçiliğini zedelemeden yürüttüğü, dünyaya açık ve insan sevgisini üstün tutan politikası, bütün yabancı ülkelerde daima takdir edilmiştir.