Atatürk’ün Askerlikteki İlk Başarısı Ve Siyasi Faaliyetleri

Mustafa Kemal bu ilk kıt’a yaşantısında, ileride çok yararlanacağı değerli deneyimler kazanmıştır. Devlet yönetimindeki kötülükleri, ordunun eğitimindeki eksiklikleri, halkın kötü yönetimden çektiği sıkıntıları, yakından görüp anladı. Fırsat buldukça Suriye’nin her tarafını dolaştı, buralardaki subaylara özgürlük düşüncelerini aşılama fırsatını buldu. Aynı zamanda Havran ve Kuneytra’da çıkan Dürzi ayaklanmasının bastırılmasında görev aldı. Bu eylemler sırasında üstün bir askerî başarı gösterdi. Halk ve ülke hakkındaki derin sevgisiyle dikkati çeken Mustafa Kemal, arkadaşlarına da örnek olmuştur. 

Mustafa Kemal kurduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni Selânik’e taşımak istiyordu. Çünkü genç ve aydın kuşağın bulunduğu bu bölgede daha rahat bir çalışma ortamı vardı. Ayrıca özgürlükçü düşünce ve fikirler burada kolaylıkla yayılma imkânı bulacaktır. İşte bu plânları tasarlayan Mustafa Kemal, Yafa’da görevde iken (bk. Resim:7) arkadaşlarının da yardımıyla yabancı bir gemiye binerek Mısır ve Pire üzerinden gizlice doğduğu kent olan Selânik’e gelir. Askeri Rüştiye’deki öğretmenlerinden Yüzbaşı Hakkı Baha Bey’in evinde güvendiği arkadaşları ile toplanarak Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurar. Üyeler arasında eski arkadaşları ve öğretmenleri; Ömer Naci, Topçu Subayı Hüsrev Sami, Öğretmeni Hakkı Baha, Selânik öğretmen Okulu Müdürü Mahir, Selânik Askerî Rüşdiyesi Müdürü Tahir Beyler de vardır. 
Resim:7-Mustafa Kemal 1905’de Yafa’da piyade alayında görevli iken, (Soldan ikinci Mustafa Kemal, sağdan ikinci Lütfi Müfit Özdeş)

Bu arada Mustafa Kemal’in Yafa’dan ayrıldığı İstanbul’da duyulmuştu. Nereye gittiğinin araştırılması için Suriye’ye, hem de eğer gelmişse tutuklanması için Selanik’e emirler verildi. Bu emri kendisine gösteren arkadaşı Merkez Komutanı yardımcısı Cemil Bey, emrin yerine getirilmesini, bir iki günden fazla geciktirme imkânı bulunmadığını söyleyince Mustafa Kemal hemen Yafa’ya döndü. 

Yafa Komutanı Ahmet Bey, Mustafa Kemal’in nerede olduğu sorusuna: “Mustafa Kemal, Mısır sınırında Bi’rüssebi taraflarına gönderilmiştir.” cevabını veriyordu. 

Gerçekten o sıralarda Akabe sorunu vardı. Sınırda durum önemliydi. Mustafa Kemal, Yafa’da hiç durmadan söylenen yere gitmiş ve İngilizlerle oradaki anlaşmazlığı çözümlemeye çalışan heyete katılarak görev başında bulunmuştur. Böylece durum örtbas edilerek kapatılmıştır. 

Daha sonra topçu stajı yapmak üzere tekrar Şam’a geldi. Staj bitince Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesini alarak 5. Ordu Kurmay Başkanlığı’na atandı (20 Haziran 1907). Kısa bir süre bu görevde kaldıktan sonra, aynı yılın 13 Ekimde Makedonya’daki 3. Ordu’ya atanmasını sağladı. Ordu merkezi Manastır’da olduğundan, önce orada göreve başlayan Mustafa Kemal, bir ara Selânik’te yeni kurulmuş bir örnek alayın denetim heyetinde görev aldı. Bu denetlemede gösterdiği dikkat, bilgi ve görüşleriyle üstleri tarafından çok beğenildi. 3. Ordunun Kurmay Heyeti Selânik’teydi. Ordu Kurmay Heyetinde görevlendirilen Mustafa Kemal’e, ayrıca Selânik-Üsküp Demiryolu Müfettişliği de verildi (22 Haziran 1908). Bu bölge, Hükümet merkezine yakınlığı ve hareketliliği bakımından çok önemliydi. Bu dönem, Abdülhamit yönetimine son vermek için siyasal etkinliklerin yoğunlaştığı ve yaşandığı karışık bir dönemdi. 

Mustafa Kemal, Selânik’te Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin çalışmalarını etkili duruma getirmeye çalıştığında, gördü ki aynı amacı güden, fakat ondan daha gelişmiş ve yayılmış, bir bakıma siyasi parti niteliği kazanmış bir başka cemiyet ile karşılaşır. Bu, İttihat ve Terakki Cemiyeti’dir. 

Mustafa Kemal, bu cemiyeti tanıyınca, aynı amaçlı çeşitli kuruluşların dağınık çalışmalarının yarardan çok sakıncalar yaratacağını düşünür ve tek çatı altında toplanmanın zorunluluğunu duyarak, 29 Ekim 1907 tarihinde törenle yemin ederek İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılır. O’nun bu cemiyete katılmasına, güvendiği arkadaşlarının da bu çatı altında bulunmalarının büyük etkisi olur. Bu arkadaşlarının başında ise, Ali Fuat (Cebesoy) gelmektedir.