Atatürk’ün 7. Ordu Komutanlığı’ndan Çekilmesi
Mustafa Kemal Paşa ile Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan Alman Generali Falkenhayn arasında anlaşmazlıklar mevcuttur. Çünkü Mustafa Kemal onun plânladığı saldırıyı benimsememekte, aksine tehlikeli bulmaktaydı. Bu plân ile yeni bir çöl seferi başlayacak, Türk Ordusu özellikle teknik yönden güçlü ve dayanıklı İngiliz Ordusu karşısında çölün kavurucu sıcakları altında eriyip gidecektir. Yapılacak iş, güçlü bir savunma stratejisini benimsemektir. Mustafa Kemal Paşa, bu görüşlerini General Falkenhayn’e önce sözlü, sonra da yazılı olarak iletir. Sonuç alınamaz, aksine iki komutanın araları gittikçe açılır.
Grup Komutanı, birliklerimize de güven verememiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın dışındaki subaylar da kumandanın yönetim anlayış ve biçiminden hoşlanmazlar. Ayrıca kumandanda Osmanlı İmparatorluğu’nun politikasının dışında bir politika izleme eğilimi görülmüş, bu ise gelecek yıllar bu bölgede Alman etkisini ve gücünü oluşturmayı amaçlar nitelikte bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa, sonunda Ordular Grubu Komutanı ile anlaşamayacağını anlayınca durumu ayrıntılı olarak İstanbul’a bildirmeye karar verir. Hazırladığı raporu 20 Eylül 1917’de hem Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya hem de Sadrazam (Başbakan) Talat Paşa’ya gönderir.
Bu rapor, tarih ve askerlik yönetimi açısından çok önemli bir belge olup, Osmanlı Saltanatı’nın çöküşünü önleyebilecek önemli tedbirler önermekte, ayrıca ileri görüşlülüğünü haklı çıkartacak bir gerçekçilik ve vatanseverlik örneği göstermektedir.
Başkomutanlık onun bu görüş ve önerilerine katılmadığını bildirince, Mustafa Kemal için yapılacak şey, görevi bırakmaktır. Nitekim O, bu yolda hareket ederek kendi kendisini komutanlıktan affederek (uzaklaştırarak) görevini, atadığı bir vekile bırakır (6 Ekim 1917). Önce, görevini sürdürmesi için baskı yapılır. Kabul etmez. Bu defa O’nu II. Ordu’ya atamak isterler. Onu da geri çevirir. Bunun üzerine İstanbul’da Genel Karargâh’a alırlar. Mustafa Kemal, İstanbul’a umutsuz ve kırgın bir şekilde döner (9 Ekim 1917).