Atatürk ve Bulgar Köylüsü
Nice maddi zorluklarla çıkartmış olduğu Kemalizm dergisiyle gençlere ölümsüz eserler bırakan Ali Haydar Yeşilyurt’un ‘Atatürk ve Komşumuz Bulgaristan’ adlı kitabından:
Atatürk’ün bir Bulgar köylüsüne ait anısını Atatürk’ün Adliye Bakanlarından Profesör Mahmut Esat Bozkurt şöyle anlatıyor:
“Atatürk, TBMM’nin yıllık açılış konuşmalarından birini hazırlıyordu. Yanında ben ve Siirt Mebusu Mahmut Nedim vardık. O söylüyor, Mahmut Nedim yazıyordu. Konu tarım ve köy işlerine gelmişti. Bana;
– “Bu memleketin efendisi kimdir?” diye birden sordu.
Düşünmeye bile lüzum görmeden;
– “Sizsiniz Paşam.” Deyiverdim.
– “Hayır!..” dedi.
– “Bu memleketin efendisi köylüdür. Türk köylüsünü, bu efendilik mertebesine ulaştırmak en önemli görevimiz ve amacımızdır.
Sofya’da Ataşemiliter bulunduğum günlerdeydi. Bir gün şehrin en lüks pastanesine gitmiştim. Burası, Bulgar başkentinin en seçkinlerinin gittikleri yerdi. Bir aralık kapıdan bir Bulgar köylüsü girdi. Ayağında çarıklar, dizlerine kadar yün sargılar ve üzerine düzgün biçimde süs gibi dolamıştı. Sırtındaki elbise, bizim Deliorman Türklerinin kaytan işlemeli çakşır ve cepkenleri gibiydi. Bir masaya rahatlıkla oturdu. Aradan hayli vakit geçti, garsonlar yanına yaklaşmadı. Durumlarından, köylüyü orada istemedikleri anlaşılıyordu. Bir ara garsonlardan birisini çağırdı, bir şeyler getirmesini söyledi. Garson uzaklaştı, fakat bir şey getirmedi. Köylü hayli bekledi. Sonra parmaklarını masaya vurdu; garson gelmedi. Yumrukla vurdu, aldıran olmadı. Sonunda ayağı ile şiddetle yere vurmaya başladı. Patron geldi; köylüye yavaş sesle:
– “Burası senin için değildir, kalk git..” gibi bir şeyler söyledi. O anda köylü kükrer gibi bağırdı:
– “Ne?… Gidecek miyim?… Kim kovabilirmiş beni buradan? Barış zamanında bu vatanı besleyen, yaşatan; savaş zamanlarında cephede dövüşen, yurdu koruyan benim. İstediğim yerde paramla oturmak, yiyip içmekte herkesten çok benim hakkımdır. Bana pasta getiriniz!..”
Patron ezilmiş gibi uzaklaştı ve köylünün masasına pasta geldi. İşte ben Türk köylüsünün böyle olmasını, hakkını böyle almasını bilmesini istiyorum. Çünkü bu memleketin efendisi Türk köylüsüdür. Yerini almalıdır.”
Kaynak: Ali Haydar Yeşilyurt, Atatürk ve Komşumuz Bulgaristan, Taş Matbaası, İstanbul, 1968, Sayfa: 57.