Atatürk Şapkayı İlk Defa 1910’Da Teklif Etti
Akşam gazetesinde yayımlan 10 Kasım 1954 tarihli hatıradan bir bölüm:
Fakat Mahmut Şevket Paşa “şimdiki halde bunun isminden bile bahsetmek mahzurludur” diye cevap verdi.
Atatürk’ün ölüm yıldönümü münasebetiyle kendisinin en yakın arkadaşlarından birine hatıralarını rica ettik. Manastır İdadisi’nden ölümüne kadar Atatürk’ün yanından ayrılmamış olan bu zat, İstiklâl Savaşı’nda çok mühim mevkilerde bulunmuş, sonra da Büyük Millet Meclisi’nde ve muhtelif kabinelerde sorumlu yerler işgal etmiştir. Adının açıklanmasını istemeyen bu devlet adamı Atatürk’e ait hatıralarını şu şekilde anlattı:
Atatürk öteden beri fes giyilmesinin aleyhinde idi. (1326) 1910 yılında Arnavutluk’ta çıkan büyük bir isyanı bastırmak üzere hazırlanan kuvvetlere bizzat kumanda etmek için, o zaman Harbiye Nazırı olan Mahmut Şevket Paşa Selanik’e geldi. Atatürk’ü ve daha birkaç genç Erkânıharp subayını seçerek bir karargâh teşkil etti. Burada da harekat planlarını Atatürk hazırladı ve kısa zamanda asiler tedip edildi. Bütün Arnavutluk arandı, tarandı bütün silahlar toplatıldı.
İş bittikten sonra Mahmut Şevket Paşa karargahı ile avdet ediyordu. Kosova’da, Deçan Manastırı’nın yanında bir dere kenarında öğle yemeği yerken, etraftan geçen subay ve erlerin başlarındaki kalıbı bozulmuş feslere ve yarı kopuk püsküllere bakarak bu manzaralardan pek ziyade üzülmüş olan Mahmut Şevket Paşa ortaya “Bu serpuş işini ne yapacağız?” diye bir sual attı. Siyah kalpak, sarı kalpak, püskülsüz fes, kumaş başlık diyenler oldu. Atatürk derhal şapkayı söylemişti. Mahmut Şevket Paşa “ iyi ama şimdiki halde bunun isminden bile bahsetmek mahzurludur” dedi. Bundan sonra “Bizler kalpak ve sair başlıklar giyerek umumun gözlerini festen başka şeylere alıştırmalı ve ondan sonra en münasibi üzerinde durmalıyız” diye konuşuldu.
Kaynak: Akşam gazetesi, 10 Kasım 1954, Sayfa: 3.