Atatürk Sandalda, Bir Foto Ve Öyküsü

Selahattin Giz anlatıyor:

(TRT eski yapımcılarından, yazar Nazmi Kal’ın ünlü fotoğrafçı Selahattin Giz ile yaptığı söyleşiden bir bölüm.)

“Bir gün Florya’dayım. Atatürk denizi çok severdi. Rahmetli Florya’da bulunduğu zaman imkan buldukça gider resimlerini çekmek için kollardık. Akşamları genellikle deniz köşkünden çıkar, kürek çeker, sandalla dolaşırlardı. Sıcak bir gündü. Erken saatte gittim. Akşam üstü belki çıkarlar diye bekliyordum.

Alışkanlığının dışında, erken saatte, güneşin çok dik olduğu bir saatte, sandalla çıktılar ve halka doğru geldiler. O kadar sıcak bir gündü ki, halk denize girmiş kimse dışarı çıkmıyor.

Zavallı, gayet zayıf, eti derisine yapışmış bir şipşakçı vardı. O gün zavallı hiç iş yapamamış. Atatürk sandalla geldi, sandalı kumun üzerine çektiler, yaver işaret etti ve halk da geldi, burada, resimde gördüğünüz gibi ve o resmi çektik. Şipşakçı da çekti.

Ardından yine başyaver Celal Bey’den duydum. O gün etrafı seyrederken köşkten o adamın haline acımış. Görmüş, hiç kimse resim çektirmiyor. “Hay Allah bir şey yapayım, faydam olsun” diye sandalı hazırlatmış ve sırf o adama bir kazanç sağlasın diye, sahile gelip halkla resim çekme imkanı sağlamış. O fırsattan yararlanıp ben de resim çektim tabi.”


Kaynak: Nazmi Kal, Atatürk’le Yaşayanlar (Anılar) TC Ziraat Bankası, Kültür Yayınları No: 5. Ankara, 2003, Sayfa: 188-189.